2’si de
Laz ama tam Laz.
Genç 20
kitap falan yazdı ama 20 tane anlamlı-geçerli kültürel / tarihsel saptamada
bulunamadı. Onun yerine, Öküz-Hayvan çizgisinde, ortaya 3,5 karışık, lümpen
isyan modu, az vatanseverlik modu, çok sivri laf modu türünden, beyin-zihin-kültür
ishali yapacak bir karışım üretti hep.
Şensoy,
onu da yapamadı. Beckett ve Brecht konusunda tam zırvaladı, öyle böyle değil,
züppeer zırvaladı. Teoriye, fatale (ki başında Derya Baykal vardı), faşizme,
engizisyona hiç aymadı: ‘Şahları da Vururlar’ın engizisyon eleştirisi ile uzak
yakın ilgisi yoktur. ‘Kazancı Yokuşu’nun anti-faşist sonu, sonradan ‘uymasa da
kodum’ tarzında eklenmiştir, bunu kendi belirtir. Kendisi, Aydınlık’ta askeri
darbe isteyen köşe yazısı bile yazdı, 15 Temmuz’dan epeyi önce.
Genç’i
boşver ama Şensoy, bu ülkede 50 yıl boyunca, Erkal ile birlikte geleneksel-avangard
tiyatronun 2 dikmesi olarak işledi. 2’si de beyhude ve nafile oldu. 2’si de 50
yıldır aynı şeyi yapıyor. TC, 50 yılda proto-feodal’den post-sosyolojik topluma
geçti ama. Toplum, sanatçıyı solladı ama. Sanatçı epeyidir sağladı ama.
Varlık
nedenleri ve bilinçleri olmadı hiç, tarih bilinçleri olmadı hiç, sanatçı
bilinçleri olmadı hiç, bilinçleri olmadı hiç, ot gelemediler, sap gidemiyorlar
netekim.
İkisinin
de, Şensoy’un Lazlar’ın küfürseverliğini açıklamak için kullandığı biçimde, 3
noktalı virgül niyetine, hamina koyiim…
Dipnot:
Bu
metin, aslında bir dizinin başlangıcı. ‘1. Cumhuriyet Yazında Nasıl Bitti?’
metninin imlediği bir patoloji, bir epidemiyoloji, bir anatomi çalışması.
Kuburda ve kabirde geçiyor. ‘En akıllısı deli Bekir, onu da köstekle yatır’ların
bu ülkenin 12960-2010 sanatını nasıl gömdüğünün kültürel haritasını ve
kavramsal çerçevesini çiziyoruz.
Ölülüleri
kesip biçmek, onlara hakaret etmek değildir, özellikle veba filan yaymışlarsa.
Vian, boşuna ‘Mezarlarınıza Tüküreceğim’ demedi. Ben daha da ileri gidip, ‘mezarlarınızı
kuburlayacağım’, diyorum.
Oğuz
Atay, ölmesi kesinleşince şöyle demiiş:
“Ben
ölmek istemiyorum. Ben yaşayıp, burunlarından fitil fitil getirmek istiyorum.”
70’inde
çırılçıplak soyunan Yıldız Kenter, 1983 gibi, ‘Oyunlarla Yaşayanlar’ı oyun
değil, oynanamaz bulmuş ve onun önünü kesmiş örneğin.
İşte ben
bu, 1. Cumhuriyet’i sanatta gömenlerin burnundan ve rektumundan fitil fitil
getireceğim.
Bu böyle
biline.
(24 Şubat 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder