Ferhan
Şensoy, 1 Mayıs 1977 olayları olmadan önce, romanın sonunu bağlayamadığını
yazar. Olaylardan sonra ise, mahalle sakinlerinin olaylarda öldüğü, bilinen son
yazılır.
Bu,
duble-lümpen bir tavır bence:
Bir:
Lümpeni
gülünçleştir ve kabul edilebilir kıl.
İki:
Üstüne bir
de, onları demokrasi şehidi yap.
Oysa, o
zamanla ilgili olarak benim bildiğim gerçek, Taksim Gezi Parkı’nda 1 Mayıs
1977’de parayı çuvalla kazanan köftecinin, ateş başlayınca, köfte arabasını
bırakıp tüymesi öyküsüdür.
Artı:
Gümüşsuyu
Yokuşu’ndan aşağı kaçarken polise yakalanan bir politikacı kızının, içeride tecavüze
uğrayıp kafayı yediğidir (onunla şahsen tanıştım, ben barmen ve o müşterim olarak).
Sonuç:
Mizah,
yalan söylemek veya gerçekleri boyayıp yutturmak değildir. Tam tersine, boyalı
yaldızı kazıyıp gerçekleri göstermektir.
(27 Nisan 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder