Perşembe, Ağustos 31, 2017

1850’sel, 1900’sel, 1950’sel, 2000 İçin Bilimkurgusal ve Gelecekbilimsel Kestirimleri

Önnot: konuyla ilgili olarak, daha önce yazılmış metinlerimiz de var.
Edward Bellamy’nin ‘Geriye Bakış 2000-188’sini taslak olarak okurken, bu tanım aklımıza geldi.
Ve şunları ayırsadık:
Bir: Daha o zamanlar bile, gelecekbilim olmamış olsa da bilimciler, gelecek kestirimlerinde bilimkurguculardan daha sağduyulu ve daha doğru imişler (2000 için 1900 bilimci kestirimleri).
İki: Bilimkurgucular insan bilimlerinde, ütopyada, şunda bunda olan kestirimlerde çok çok desteksiz atmışlar ve sallamışlar.
Üç: Bugün hala tüm bilimkurgucuların 150 yıldır sürdürdüğü üzere, 150 yıl sonranın sorunlarına o günkü sorunlar üzerinden bakmak: Klişeli, takıntılı, basit düşünceli, aptalca, cahilce yaklaşımlar. Örneğin robot, 1900’de biliniyordu, kimsenin çalışmadığı yerde, emekçi sorunlarını neden tartışırsın be adam?
Genel olarak da, yazar olarak bilimkurgucular konularıyla ilgili olsa bile kötü okur durumundalar. Bellamy, Çapek okumamış besbelli örneğin. E Marx da, Stirner (1844) ve Bellegarrigue (1850) okumadığı için ‘1844 Elyazmaları’nda ve ‘Komünist Manifesto’da (1848) sırılsıklam saçmalamış zaten.
Oysa, konuyu basitleştirmek, onu ele almayı daha kolaylaştırıyor. Tanrı konusu, ölümsüzlerle zaten geçersiz olur. Emekçi konusu, robotlarla zaten geçersiz olur. Oysa yazarlar, açmaz yaratmayı ve içine kendilerini gömmeyi pek seviyorlar.
Buradan çıkan sonuç, bilimkurgucuların yarattığı eksodusları kendilerinin kullanmadığı ve aslında bunun peşinde olmadıkları sonucu çıkıyor ortaya.
Bunu ayırsamak beni üzdü ve onları epeyi küçümsetti açıkçası.

(29 Ağustos 2017)

Hiç yorum yok: