İnsanlar,
faşizmlerde ve engizisyonlarda sanata sığınırlar.
Bosch,
Bruegel, Dürer bir dizidir. Engizisyon için.
Kafka,
Fassbinder bir dizidir. Faşizm için.
Ben,
banata değil, sanat eserlerini eleştirmeşe ve onlardan düşünceler / duygular
damıtmaya sığınıyorum. Bunlar panzehir oluyor.
Bu,
arabeski yüksek dozda alıp bağışıklık kazanmak değil. B, konsantre güzelliğin
epsilon olarak damıtılması.
Son 3-4
günde 15 tane eleştiri metni yazdım peşpeşe. Seri atış gibi, araya başka türden
metin girmedi pek.
Ana
yönelim vektörü çapraz medya idi.
Ancak,
ana çıkış vektörü modern dans oldu.
2012’den
sonra, 2,5. Ma’da takılıp kalmıştım. Çıkmaz yol olduğun kakar verdim. 3. Ma’yı
sıfırdan yazmaya başladım. Kaplan karşıma çıktı. Sonra da, Woodward’ın
‘Oblivion’u.
Şu an az
da olsa, 3. Ma’ya tutundum.
Daha
önceki ‘Oblivion’ metinleriyle birlikte, yepyeni bir tao-yol-kitap demek oldu
şimdiden.
Kulak
arkamda da, destek atışı olarak, taosit-anarşist Shevek-Mülksüzler var bir mülksüz olarak.
Bu kez
de, beynen sağ bırakacağım kendimi sanırım.
Işığı gördüm sonunda çünkü. Ya da, ışığımı yarattım, da denebilir.
(2 Nisan 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder