2 örnek
irdeleyeceğiz:
Bir:
Hiçi
Üçlemesi:
Not:
Aslında dizi, altılı olarak yazılmış ama son 3 cilt Türkçe’ye henüz çevrilmedi.
Roman dizisi,
3 cildin sonunda, taa Evren’in sonua kadar uzatılır.
İki:
Robot
Beşlemesi + Vakıf Yedilemesi dizisi:
Editörlerin
sayesinde yazılmış, yazılması 45-50 yıl sürmüş bir dizi.
Başlangıçta
pekala bir sonu var gibi görünürken, son cildi yazdığında Asimov da yolun
sonuna gelmiş olduğundan dolayı, açık uçlu bir son tasarlamış.
Not:
Yazarların böyle bir tercihini gözleyegeldim ama bunun nedenlerinin açılımı
başka bir metnin konusu olabilir.
Asimov’un
açık ucu da, kendi sığasına bağlı olarak, aslındas ınırlı-sonlu bir açık uç.
Pek pek Andromeda Gökadası dışında bitiyor.
Burada 2
soru var:
Bir:
Bu ne
işe yarıyor?
Gerçek
yaşamda, öykülerin bitmesi gibi sonlar hiç olmadığı için, böyel açık uçlu
öyküler, daha reel efekt yaratıyor.
İki:
Diğerleriyle
karşılaştırınca, ütopya-disütopya kısırdöngülü ikileminin dışına çıkılmış
oluyor.
Bilimkurgular,
bu ikiliye çok taktığı için, üçüncü bir yolun az da olsa sergilenmesi, okura
soluk alma imkanı veriyor.
Okur
olarak da, yazar olarak da tercihimizin bu yönde olduğunu belirterek, konuyu
bağlamış olalım.
(5 Mayıs 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder