Batan
gemiyi ilkin fareler terkedermiş, onu anladık. Ancak, bizim alaturka batan geminin alaturka fareleri, her neyse onu
çekmenin kafasına geçiyorlar.
Bir soyunma
hikayesi var, kim demiş, ne demiş ne dememiş, belli değil. Silinen bir mesaj
sözkonusu ama kimse onun ‘ekran çıktısı’nı kopyalamamış nedense.
+
Bizi
asıl ilgilendiren tartışma:
Alıntı:
“Devlet
kutsal bir kavram değildir, vatan kutsaldır.”
İnsana
sormazlar mı?:
Vatan
kutsalsa, KİT’ler de kutsal değil midir, o zaman nasıl satıldılar, KİT satmak
vatan satmak değil midir?, diye…
Ayrıca:
Vatansız
devlet ve devletsiz vatan olmuyor zaten.
Şerh:
Ancak,
devletlerli vatan ve vatanlarlı devlet olabilir.
Kutsal
dini bir terim. Uhrevi bir terim yani. Oysa, vatan ve devlet bu Dünya’daki
dertler.
Önce, elifle merteği karıştırmamak gerek
yani.
+
Asıl tartışma:
Vatan
veya devlet kutsal da, neden onu savunanlar, onu batırıyor acaba?
60’tan
bu yana, ordunun bu ülkeye yaptığını hangi düşman yaptı acaba?
60’tan
bu yana, bütün darbeleri yaratan siyasetçilerin bu devlete ve vatana yaptınını
hangi düşman yaptı acaba?
Al
birini, vur öbürüne yani.
Hele
hele medyatörler:
Gidene
ağam, gelene paşam. Gelsin ulüfeler, gitsin ödüller.
Alçı da
öyle. Liberal dönemde onun gibi, 10 kuşak köşe yazarı geldi geçti bu ülkede.
Zaman, Temelkuran, Mert gibiler, hiç ortalığa bulaşmadan sessizce tüydüler, Alçı
giderayak patırtı yapıyor oysa.
(2 Ekim 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder