Söyleşi
dizi gidiyor gibi. Okudum ve yazdım da. Feci sallamış, unutarak konuşmuş.
Ayrıca, o da çürük elmalardan sayılır. Biz o günleri yaşadık ve yaşarken
okuduk, karşılaştırma mümkün. Aşırı dezenformasyon içindeler. Basit bir tez:
Solcu subay olmaz. Subay devrim de yapamaz, en azından TC'de, komitacılık
çizgisi belli. 1968'liler ölürayak imaj
boyamak derdindeler. Teslim Töre için de öyle yaptılar. Devrimin 100
metresiymiş. Devrim sonsuz bir maratondur yahu. Devrimi Yeşilçam filmi
yaptılar.
+
Sorun
şu: Kuray'ın verilmemiş hesabı var, Töre'nin de öyleydi, Kürkçü'nün de öyle.
Riskli konulara girmemiş. O dönemin nereye vardığı belli, bilançoyu üzerine
alınmamış, kimse hesabı ödemeye yanaşmıyor. İmajlara ve vitrine bakma, mutfağa
bak. Birbirlerine sıkı girmişlerdi. Oralar da pas geçilmiş. Risksiz konular
anlatılmış. O dönem gerçekten kirliydi. Uyuşturucu konusu, daha 1968'de dertti,
Atilla Sarp, En Demokrat Mavralar. Kimse ağzını açıp da konuşmuyor. Türk
marksistleri tarihe çok borçlular.
+
Hesap
çok pis X. Bilmen gereken bu. Bu adamlar zemzem kuyusundan çıkmadı. Yoksa, hata
hatadır, ödedik bitti, 50 yıl önce geçti gitti. Ama yalana gerek yok. Yalan
söylüyorlar, olmadı, kritik konularda susuyorlar. Hesabı verilmedik bir banka
soygunları dizisi ve oradan gelen paralar var. Hiç kimse anlatmadı.
*
Notlar:
Dizi 2
bölümde bitti.
Bu, 1968
ve 1978 dönemini aşırı romantikleştirme yeni bir moda.
Bunlar,
hamamdaki deliler gibi, kendi seslerini duydukça, daha çok bağırıyorlar.
1980-2010 arasında gıkları çıkmadı ama.
Önemli
not:
Somutlaştırma,
kişileştirme, putlaştırma elle tutulan üzerinden gitti 50 yıl. Son 10 yıldırsa,
imaj ikonu var. Görünen onlar için somut. Bu kadar imaj makyajı yapmaları o
nedenle. Hatalarıysa, imajı ve makyajı habire tazelemeleri ve değiştirmeleri.
Temel
hataları şu:
O
dönemleri bilenler hala yaşıyorlar. Susuyorlar ayrı konu ama yalan tutmuyor.
Bir de
yazılı kayıtlar var.
Sonuçta,
mezarlarına tükürülecek insanlar
kıldılar kendilerini. Helal olsun.
(2-3 Aralık 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder