‘Terf’
şu demekmiş:
“Trans-Exclusionary
Radical Feminist: That group of feminists that claims that trans-women aren't
really women, as biological determinism is only a fallacy when it used against
them, not when they use it against others.”
(Kaynak:
İngilizce Wikipedia.)
Trans-kadın’ları
dışlayan ve kadın saymayan bir feministlik durumu.
+
Swerf
için, sex worker / hayat kadını / seks işçisi koy. Bu sözcük, sözlükte var.
Perf yok
henüz. Onu biz uydurduk. P, pornonun P’si.
Radikal
feministler olsun, feministler olsun, slaktivistler olsun belli taife,
kadınların seksüel sömürüsüne, kendi söyler kendi inanır, düzeyinde, aşırı
kanidir.
Ancak
burada fiili bir açmaz var:
Bir
kadın, diğer bir kadının şusu busu için nasıl fetva veriyor?
Trans-seksüel
ameliyat olma, fuhuş yapma, porno çevirme.
Bir
erkek, bunu bir kadın için yaptığında kıyamet kopuyor ama.
Diğer
bir konu da şu:
Konuların
hepsi seksle ilgili. Her gün yarım saat sevişsen bile seks, yaşamın % 2’si
ediyor yalnızca, geri kalan % 98’i ne oluyor arada?
+
Bir
söylem sorunu:
“… biological
determinism is only a fallacy when it used against them, not when they use it
against others..”
Biyolojik
belirleyicilik tanımını onlar kullanırsa sorun yok, başkası kullanırsa, sorun
var.
Bu da,
İsrailli Museviler’in ‘holocaust’ söylemini tekelleştirme eğilimini akla
getiriyor doğrudan.
En büyük
sorun, rasyonel çağın 350. yılında, böylesi bir irrasyonalizmin egemenliği.
+
Dönüp
dolaşıp, matriyarkal gerontokrasiye
ve matriyarkal faşizme geliyoruz.
Yani,
kadınlar da iktidar peşinde. Erkekler iktidar alırsa, sorun var; kadınlar
alırsa, sorun yok. İrrasyonel anlayış bu.
Bizce
sorun, östrojen ve testesteron hormonal dağılımının kadınlarda yaşa bağlı
değişimi.
“Östrojen;
estron, estradiol ve estriol hormonları olmak üzere, üçe ayrılır. Estron ve
estradiol, postmenopozal durumlarda aktif olarak çalışan hormonlarken, estriol
hamilelik süreciyle ilişkilendirilir.
Östrojen
hormonu eksikliği durumunda, regl düzensizliği, vajinal kuruluk, yorgunluk,
uyku bozuklukları, cinsel isteksizlik, ağrılı cinsel ilişki ve depresyon gibi
durumlar ortaya çıkabilir.”
Östrojenin
erkekteki etkisi yazılmamış.
“Testosteron
hormonu, insanların yanısıra hayvanlarda da varlık gösterir. Erkeklerde
testiste, kadınlarda az miktarda olmak üzere yumurtalıkta bulunur. Sperm
üretiminde büyük rol oynar. Aynı zamanda kemik, kas sistemini etkiler ve
kırmızı kan hücrelerinin oluşum aşamasında görev alır. Dengesiz testosteron
seviyesi, psikolojiden vücut sağlığına pek çok konuda sizi olumsuz yönde
etkileyebilir.”
Kadın
için bir de progesteron hormonu var:
“Progesteron
hormonunun görevi, cinsel ilişki sonucu döllenme olursa kadın rahmini ve cinsel
organlarını gebeliğe hazırlamak. Gebelik gerçekleşirse, progesteron düzeyi
artar; gebelik gerçekleşmezse, progesteron düzeyi düşer.”
Toplamda
gözardı edilen bir şeyler var.
Kadınlara
ve erkeklere atfedilen genel davranış kodları yalnızca bunlarla açıklanamaz.
Testesteron,
kıllanma ve ses kalınlaşması da yaratır. Bu da, bazı (orta)yaşlı kadınlarda
belli olur.
Kimse şu
soruyu sormuyor:
Neden iktidar?
İktidar
isteyen kadınlar, büyük rolü oynayan çocuklar gibi görünüyor. Özellikle de,
Meir, Gandi, Thatcher gibi kadın politikacıların varlığı, iktidarın hiç
özenilmeyecek bir şey olduğunu serimliyor.
Radikal
feministler bunu ülke değil, küçük komünler veya gruplar düzeyinde yapıyorlar
ama sonuç değişmiyor.
Not: Tüm
iktidardışılıkların hepsi anarşizm değil. ancak buradaanarşist femisinzm
gerekli, iktidar peşinde koşmayan bir feminizm anlamında.
Terf,
swerf ve perf türü radikal veya normal feministler ise, çok iktidarperverler.
(30 Kasım 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder