Pazartesi, Ocak 19, 2009

Japonya Olgusu

Japonya 2. Dünya Savaşı’nın Asya’nın bir numaralı askeri gücü idi.

Yenildiler.

Yeryüzü’nde topraklarında, üstelik 2 kez atom bombası patlayan tek ülke durumunda.

Bu durumun sanatçılarda yarattığı etki-tepki süreçleri, onlarda 3 öncü sanat dalı ortaya çıkardı: Anime (Japon çizgifilmi), buto (Japon modern dansı) ve Miike tarzı sinema (Katil İchi).

Yıl 2000’de bazı Japon entellektüeller, Japonya’nın artık Hiroşima ve Nagazaki’nin mazlumluğunu taşıma hakkı olmadığını imledi.

Bunun anlamı şuydu:

Eski Japonya geri geldi.

Bir de, ‘Battle Royal 2’de çok açıkça ortaya konan, 60 yılda 26 ülkede 8 milyon sivili öldüren ABD ile işbirliğinin yüz kızartıcılığı. Örnekse, biz Irak’a asker yollamadık ama Japonya yolladı.

Neden?

Babasının hayrına değil elbette.

Japon mucizesi sayılan ekonomik kalkınmanın temel beslenme kaynağı, sıfır militarist harcama idi, çünkü ABD bunu yasaklamıştı.

Sonra ABD, geç de olsa, duruma aydı ve bundan vazgeçti.

Japornlar ilk iş olarak, başkent Tokyo’yu askeri füzelerle sivil koruma altına aldılar.

Şimdi de:

“Japonya da rakibi Çin’den geri kalmıyor. Başbakan Taro Aso, Somali açıklarına destroyer yollanması için Savunma Bakanlığı’na talimatı verdi. Japonya’nın 2. Dünya Savaşı’ndan kalma pasif anayasası askeri manevraları kısıtlarken sadece Japon bandırası veya Japon vatandaşı taşıyan gemilerin donanma tarafından korunmasına izin veriyor. Japonya, Irak’ta sadece yeniden inşa çalışmalarında yer aldı. Somali açıklarında bu yıl saldırıya uğrayan 110 gemiden 42’si korsanların eline düştü. Korsanlar hâlâ 14 gemiyi ellerinde tutuyor. Korsanlar eylülde (2009) bir Japon gemisini 2 milyon dolar fidye ile bırakmıştı.”

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=914471&Date=27.12.2008&CategoryID=100

Japonya robotçulukta Dünya’da 1 numara, Dünya’nın robotlarının yarısı orada.

Uzay çalışmalarına başladılar. Ay’daki kalıcı ilk insanlı üssünü kurmayı düşünüyorlar.

Genetikte geriler. Ancak, Dünya’nın en uzun ortalama yaşam beklentisi orada.

Dünya’nın en çok okuyan toplumu durumundalar ve bilimkurgunun gelecek tasarımlarına çok açıklar ama yine de feodal artığı yolsuzlukları, yakuzaları, vd var.

Yani, Japonya tam bir vaka.

Ancak, kesin bir durum var: 2. Sanayileşme kültürüne açık değiller. Yani, 2250’de lider ülke, 1 numara olma şansları yok. Bunun olabilmesi için, yeni yıkımlar yaşamaları gerekli ama Dünya’da o koşullar şimdilik yok.

Onlara Hiroşima-Nagazaki benzeri bir yıkımı, gelecekte ancak Çin yaşatabilirdi ama Güney Çin Denizi’ndeki petrol yüzünden, dövüşeceklerine el sıkıştılar. Petrolün % 100’üne el koyup, paylaşmayı sonraya bıraktılar ki bu gelecekte bir savaş nedeni yaratabilir. İkisinin arasında savaşma eğilimi çok yüksek, tarihten biliyoruz.

Japonya Asya’nın İngiltere’si gibi, yalıtık bir ada durumunda. Bu onu anakıta geleneklerinden uzak ve farklı tutuyor.

Yine de tüm bu koşullar, ona birkaç kez daha tarihi değiştirme olanağı veriyor. Bu, 3. Dünya Savaşı’nın başlatmlaktan, Dünya-dışı ilk ülkeyi kurmaya kadar değişebilir.

Japonya’nın vakalığı, 100 yıldır sürüyor ve 100 yıl daha süreceğe benziyor.

Hiç yorum yok: