...
naaparmış?
Eski
deyişle global konjonktür, son 10 yılda accaip sarpa sardı.
O eski
ağır abiler yok oldu. Ortalığı, zırvalayan
bunak eski hegemonlar kapladı.
İsrail,
1960’larda savaşmayı bilmeyen Araplar’ı bulduğunda, onları hallaç pamuğu gibi
attı.
Sonraları
oluşumlar, ÇÜŞ (çokülkeli şirket), enternasyonal mafya veya terör örgütü
‘joint-venture’ı durumuna gelince, İsrail şavalaklaşmaya başladı.
O uluu
Mossad’ları, gitti ABD’lilerle ve CIA’lilerle dalaştı.
Şimdi
de, pek bir alternatif sanmayal basın
Haberdar’ın verdiği bir habere göre şöyle olmuş:
“"Nükleer
ve askeri bir güce sahip, batıya yaklaşmış bir İran bölgede lider ülke konumuna
gelebilir. Nükleer ve askeri açıdan güçlü bir İran karşısında İsrail olarak
ayakta kalamayız" diyen eski MOSSAD başkanı Ayalon, çözüm olarak,
''Sünnileri İran'ın üzerine salacak politikalar üretmeliyiz'' tespitinde
bulunuyor.”
Komiklik
şurada:
Suudi
Arabistan, bir Şii din adamını astı.
Bu da,
onların hesabına göre Sünni ittifakı olmakta.
Şiiler’in
Sünniler’den daha çok olduğuna, İranlılar’ın ve Pakistanlılar’ın İndo-Avrupa
dil konuştuğuna ayan yok. İbranice ve Arapça ise, aynı ve Aramca dil ailesinde.
Filistinliler ve İsrailliler kardeş halk yani. Fenikeliler zamanında tek
halktılar.
Bugünkü
İsrail’i yöneten Eşkenazlar ise, Kenan (MÖ zamanı Filistin-İsrail illeri) kökenli
değil, Hazar Denizi kuzeyi kökenli bir halk.
Kim kimi
neden / nasıl şaapıyor belli değil, bu koşullarda.
Yani:
Eceli gelen Musevi, sinagog
duvarına cami duvarı yapar imiş.
Onu gördük. Ve epeyi de güldük netekim.
Bizim
Zihni Sinir hesabımız hala geçerli:
Bugünkü
İsrail’i acilen, eski Doğu Almanya’ya taşıyoruz. Hep birlikte rahat ediyoruz.
Onlar orada eski Nazi, yeni Nazi birbirlerini yesinler bol bol. Mossad – Abwehr,
kendi aralarında gazozuna maç yapsın.
Dipnot 1:
Haberdar’dakilerin
komikliği, bu haberin servis edilmiş bir haber olduğunu görememelerinde. Tıpkı,
Berktay’ın Taraf’taki Sızıntı dergisi ve İstikbal mobilya reklamlarını
görmezlikten gelmesi ve ‘Feto mu, nerede nerede?’ demesi gibi.
Dipnot
2:
Bundan
sonraki politik metinlerimizde, Dürrenmatt’ın bir deyişini hep kullanacğız:
“Eğer
işlediğin suçları ödemiyorsan, işlemediğin suçları ödemende hiç sakınca
yoktur.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder