Tüm
dertlerimiz bitti, şarkıcılarımızın dertlerine sıra geldi.
Şarkıcılarımız
pek bi dertlenmişler, yazdırmış da yazdırmışlar:
“ÇİĞDEM
ERKEN:
Evet,
canlı müzik yapan tüm müzisyenler olarak ortak sıkıntımız, seyircinin müzik
esnasında neredeyse hiç durmadan konuşuyor olması. Sahnenin en önünde ve
mümkünse müzikle yarışacak volümde. Neredeyse artık sıradan bir alışkanlık
haline gelmiş vaziyette. Öyle ki, sahnede kimin olduğu da pek farketmiyor. Para
verip bilet almış, kimbilir şehrin hangi köşesinden oraya kadar gelmiş
birisinin neden böyle davrandığını anlamak zor. ‘Konsere gidelim’in tanımı
değişmiş sanki. Arkadaşlarla buluşup muhabbet edelim, biraz fotoğraf çekip Instagram’a
yükleyelim, kendimize ‘tag’ler, ‘hashtag’ler bulalım. Selfi’ler çektirip,
Twitter'dan etrafa duyuralım vs. Kısacası, ‘Eğlenelim!’”
Fonda, bilumum
yurttan sesler kadınlar ve erkekler korosu akustik ve ‘unplugged’ hesapça...
İyi de
güzel kardeşlerim:
Sizi
yaratan onlar, sizin yarattıklarınız onlar.
1980’den
önce bunlar yoktu.
Şu anda,
1980’den 35 yıl sonra sizler var olabiliyorsunuz, çünkü gayet berbat müziklerinizle,
onlar sayesinde 1-10 bin ciro yapabiliyorsunuz
ve bu, 20-200 asgari ücret demek olmakta.
(Ara
bilgi: Bu ülkede Justin Bieber biletine bin beş yüz dolar bayılanlar bile
mevcut artıkın.)
A evet,
10 duygusal zeka yaşına sahip, 18-40 yaş arasında eksi zekalı ve eksi bilgili
insanlara hizmet ediyorsunuz.
Etmeyin kardeşim,
aç kalın. Diğer 20 milyon kişi gibi, çünkü zaten hiçbir vasfınız yok, şarkı
söyleme veya sanat icrası vasfınız da yok.
O
1980-1983 olmasıydı, ne o müşteriler olurdu, ne de o siz şarkıcılar olurdu.
A evet,
bu insanlar konuşmayı veya yürümeyi bilmiyorlar. Çıkın her gün İstiklal’e,
diğer Araplar’la birlikte bu lümpen
istilasını izleyin. Gelin, hep birlikte izleyelim.
Da bu
insanlar, hiçbir uygar kuralı bilmiyor ki.
Bir kere
bu insanlar Gezi’ci.
Bir
kere bu insanlar Tayyip’ten nemalanmış: Galerici, reklamcı, şu bu...
Bir kere
bu insanlar, olmadık accaip işlerden para kazanıyorlar, olmadı baba parası
yiyorlar. Ki size o accaip paraları verebilsinler. Ben veremem örneğin. 24 yıl
okula gittim ve lisansüstünü bitirdim ama evsizim.
Bunlar
rantiye değil, Adanalı Hacıağa 1950’nin İstanbul 2010 versiyonu.
Bunları
siz yarattınız. Zaten sizi dinlemeye veya zulümlemeye geliyorlar. Beter olun işaallah...
Ya da:
Tecavüz
kaçınılmazsa, zevkini çıkarmaya bakın: Geceliği bilmem kaç bin nasıl olsa...
Ya da:
Sizin gibi şarkıcımsıya böyle
dinleyicimsi...
Dipnot:
Bakınız
Grosz.
Bakınız proto-faşizm
Almanya’sı.
Bakınız
trans-faşizm TC’si.
Bakınız
eski 3 İstanbul 1915, yeni 3 İstanbul 2015.
Ya da.
Parasıyla
deil mi layn? Sarın şarkıcıyı evde
yiycaam...
Beter
olun işaallah laynn...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder