Perşembe, Nisan 07, 2016

Öfke, Nefret, Oblivion

Temel duygularım, öfke ve nefrettir. Her ikisi de olumsuzdur. ‘Öfke ve nefret idi’ demek daha doğru. Psikiyatrik tedaviye başladığım 2006 Şubat’ta öyle idi. Psikiyatrik tedaviyi bitirdiğim 2012 Şubat’ta öyle değil idi. Sözlü konuşma ve terapiden çok ilaçlar, keskin duygularımı yuvarladı, az yuvarladı ama. Rasyonelleştim, yani tedavi biteli beridir, öfkemi ve nefretimi hala ve yine haklı buluyorum ama daha az keskinleştirmeyi becerebiliyorum. 2010 Kasım zehirlenme ürtikeri ve 35 yıl aradan sonra hastane yüzü görme, yelkenlerimi suya indirmeye başlamamın miladıdır. Bir de ne kadar yıprandığımı ve ne kadar yılkılandığımı gördüm. 2012 ayak kırılması ve ameliyatı ise, beni duygusal açıdan tuş etti, hatta ruhumun kemiklerini kırdı. Daha yeni yeni toparlıyorum. Son 2 haftadır, ‘oblivion’ üzerine 12 metin yazmışım. Yani, hala sürüyor olsalar da öfke ve nefret, artık bende ‘oblivion’ olmuş. Ya da olmuş gibi. Bu metin parçasını yalnızca duygulara ve ‘oblivion’ duygusuna varmama ayırayım dedim. Başka alanlara girmeyeceğim yani. İnsan türünün 5 veya 7 temel duygusu vardır denilir ve bunların çoğu olumsuzdur. Mutluluk, neşe ve sevgi olumlular sayılabilir. Duyguların karşıtları biraz muğlak. Sevginin karşıtı, benim için nefret değil, Acı’dır. Acı’nın karşıtı ise, sevgi veya nefret değil, bilgidir. Neşenin bendeki karşıtı, yeis olmakta. Melankoli yani. 14-34 yaş arası çok daha melankolik idim. Genç ve libidolu olmama karşın. Ölüm bilinçaltıma izler bıraktığı için. Yaşlandıkça, libodum söndü ve izler yumuşadı. Mutluluğun bendeki karşıtı, mutsuzluk değil, nötr-huzur olmakta. Beni mutulluk da yormakta yani. İnsanlar zaten hep yormakta. İşte bu, öfke ve nefret yorgunluğunun, ‘oblivion’a varması mümkün. Ayırtsızlık, uçurumun kıyısında kapıp koyvermek ve hiçliğin unutulması (veya unutulmaya çabalanması) ise, benim ‘oblivion’ için vurguladığım 3 köşe-duygu. Yılkı atı durumu buna yakın ama ben bir yılkılık lüksüne sahip olamadım henüz. Ufukta da henüz öyle bir olasılık görünmüyor şimdilik. Öfke, nefret ve uçurumun kıyısında kapı koyverme, kültürel duygular aynı zamanda. 1963-1971 arasında yaşadığım ve o zamandan beridir yok edilen ve insanların talep etmediği toplumsal özgürlük için ağıt da aynı zamanda. Özgürlük istemeyen insanlardan nefret ettim ve onlara öfke duydum. Çok çok yoruldum. Yılkılaştım ve ‘oblivion’a vardım. Kabaca bu gibi. Nokta. Es. (6 Nisan 2016) 

Hiç yorum yok: