Pazartesi, Ocak 12, 2015

İkinci ve Tam Bilimin Neresindeyiz?



Ne yazık ki epeyi, 250 yıl falan uzağındayız.
Birinci Bilim, 1750-2000 arasında, Birinci Sanayileşme boyunca oluşturuldu.
19. Yüzyıl’da, örneğin Engels’teki bilim (wissenschaft), bugünkü bilimsel ve sözlüklerdeki anlamında kullanılıyor değildi.
Bugün ve burada, insan bilimleri % 50 oranda gibi, tam bilim durumunda. Ancak, onlar önemli değil, onlar bir bilim olur, bir bilimden bozulur, asimptotu da bellidir.
Önemli olan, bugün ve burada temel bilimler, fizik, kimya, biyoloji, matematik, % 80 gibi tam bilim durumunda ama o kalan % 20, bazı epistemik ölümcül eksikleri de içeriyor.
Duruma bir bakalım:
1900’lerin başında 2 bilimsel triyalektik vardı.
Bir: Aristo-Euclid-Newton / mantık-geometri-fizik paradigmatik yerzaman eşleniksizliği ama paradigmatik denkliği.
İki: Marx-Darwin-Freud / ekonomi-evrim/biyoloji-psikoloji (zihinbilim değil) triyalektiği.
1915 olduğunda, yani bundan 100 yıl önce, üçüncüsü de oluşturuldu:
Üç: Einstein-Planck-Heisenberg triyalektiği. Bu triyalektik oluşturulduğu anda, temel bilimlere 500 yıllık bir paradigmatik duvar çekti.
Einstein, ışık hızından hızlı gidilemeyeceğini önesürdü ama Evren’in ışık hızından hızlı genişlediği Şişme Dönemi var. Planck, parçanın bütünden büyük olamayacağını önesürdü am mantıksal olarak bu mümkün, onun zamanında da mümkündü ama o bunu göremedi ya da görmek istemedi. Heisenberg, belirsizlik ilkesini önesürdü ama oradaki ‘x, y, z, t’yi kendisi belirsizleştirdi, yani bir totoloji yarattı, yani konumdaki uzay ile hızdaki uzay ayın olmayabilir ama öyleymiş gibi epistemik bir kısadevre yaratıldı.
Herkes, bu dahiler denli eksi zekalı değildi. Kaluza, daha o zamanlar Einstein’a çok boyutlu (4 yerine, 10 boyut) uzayzaman modeli önerdi. Einstein ise, bir zamanlar kendisine yapılanı yapıp, onu engelledi ve bu bilgiyi hasıraltı etti.
Aradan 100 yıl geçti ve bugün 10/11 boyutlu Evren, bilimin gerontokratları tarafından hala engelleniyor (bakınız Brockmann’ın derleme bilim kitapları).
Böylelikle, İkinci Bilim ve artı Tam Bilim oluşumunun tamamlanması, İkinci Sanayileşme bitimi ertesine kaldı.
Bilim tarihine geri dönüp bir bakalım:
İskender ilk Dünya fatihi oldu ama bu Eski Yunan’ın da sonu oldu. Ona öğretmenlik yapmış olan Aristo’nun eserleri dağıldı gitti. Bilim ve bilgi çöktü. İskender’in kurduğu Mısır İskenderiye’li Eratosthenes, 2 küsur milenyum önce, Dünya’nın çapını, Ay’ın çapını, Güneş’n çapını, Dünya-Ay uzaklığını, Dünya-Güneş uzaklığını hesaplanabilir kıldı ama bu bilgilerin ilk koyutu olan Dünya’nın yuvarlaklığı, o Eski Yunan kültürünü bugün miras sayan AB geleneği tarafından, yaklaşık 2 milenyum boyunca inkar edildi.
Bugün aynı (bugünkü adıyla) G-7 kültürü, anti 3-triyalektik paradigma denemelerini inkar ve imha ediyor. Oysa, ‘x, y, z, t’yi dönüştürdüğünüz an, 3. triyalektiğin hiçbir denklemi geçerli olamaz, hatta hiçbiri önesürülemez bile.
Bu, kendisi de özgürlük teraneleri okuyup, gayet epistemik faşist olan Popper’inki gibi bir epistemik faşizm söylem düzlemi hegemonyası yarattı.
G-7 sahte bilimcileri ne yapıyor biliyor musunuz?
Kuadralektiği ve poliyalektiği önce inkar edip, sonra çalıyorlar. Kuilman’a yaptıkları gibi. Minkowski’nin Einstein paradigmasına yaptığı gibi: Önce inkar etti, sonra dejenere etti, 4 boyutlu uzayzaman, Einstein’ın değil, Minkowski’nin uydurmasıdır, Einstein onu kabul etmiştir o kadar.
Eratosthenes, nasıl ki Sokrat, Platon, Aristo’yu değillediyse, bugün 3 triyalektik de, 4. ve n. şıklar tarafından çoktaan değillendi.
Kabulü mü?

2250’de kısmetse...

Hiç yorum yok: