Bir sürü zorbaca koyut içeren bir kavram bu.
Post-modernizm, kendisi ‘tekillik’ gibi büyük büyük büyük bir söylem icat etmişken, kalkıp bir de büyük
söylemlerin döneminin kapandığını önesürerek, zaten konuyu baştan açmaza
sokmuştu.
Kuhn’un saptamasının tersine, bilim tarihinde hepi topu birkaç büyük söylem
/ paradigma vardır, çok değil.
Diyelim kozmolojide: Dünya merkezli bir evren, Güneş merkezli bir evren,
ikisinin de merkezde olmadığı bir evren. Bu arada, son 350 yıldır Evren’in asıl
neresinde olduğumuza ilişkin hiçbir bilgi üretilememiş olması da epeyi
eğlenceli. (Samanyolu Gökadası’ndaki yerimiz belli ama onun Evren’deki yeri
hala belirsiz.)
Bunu şunun için ekledim: Büyük söylemsizlik gerçekten olabiliyor ama
çoğunluk zorunluluktan. Teoloji de, bilim de herşeyin kuramı kullanmaya pek meraklı ve bu da her ikisini de
açmaza sokuyor.
Görüldüğü gibi, 500 yıllık ve 5.000 yıllık ölçeklerde, toplamda 10’a yakın
büyük söylem var ve hepsi de geçersiz. Uydurulan sahte büyük söylemler, epistemik
gerçeğinin tasarımını yasaklıyor / engelliyor. Örneğin, Einstein’ın ‘E = m x c
2’ denklemi gibi.
Oysa basit bir durum var ortada: İnsan türü hem yok olmakla, hem de yeni
bir tür olmakla (yani en makro insani 2 söylemle, kıyametle ve eksodusla) çok
yakın zamanlarda yüzleşti (1945 – 1957). Bu da, ikisini işlevsel olarak
birbirinden ayırmayı zorlaştırıyor.
Üstüne bir de, 200.000 yıl kadar önce tümüyle yok olma tehlikesi yaşamakla,
50.000 kadar yıl önce ‘homo sapiens saiens’in gerçek-ilk eksodusunu yaşadığımız
eklenince, neden habire kendimizi bu açmazlara sürüklediğimiz anlaşılır oluyor.
Değişimi yaratanlar değişimi istemiyor ve değişime varlıkları engel
durumda: Bu durum, söylemler için de geçerli.
Örneğin, bilim bile şu andaki bilim gibiliğiyle bazı şeylerin
dilegetirilmesini imkansız kılmakta.
O yüzden Aristo’nun ‘Metafizik’inden beridir, aşkın (transandental) öte (meta-) olmakta.
Yani büyük söylem, baştan her ikisi de olmak durumunda ama bu dille olamaz
gibi görünüyor.
Bu, tümevarım ve tümdengelimin çift yönlü matıksal sıkı örüntülü metinsel
dikiş için birarada olması gibi bir durum.
Ayrıca, sonsuz, mutlak filan da yok. Onlar da göreli.
Yani büyük söylemin ötesi, daha o kurulmadan önce var ama kimileri bunu
seziyor, kimileri az görüyor, kimileri görmemek için kafayı kuma sokuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder