Perşembe, Temmuz 12, 2012

DUYGU SÖZCÜKLERİ: FELAKETTEN KURTULMA KUŞKUSU


Gerçek duygularla duygu sözcüklerinin çakışmadığını, 1985’te modern dans konusunda kuramsal olarak çalışırken fark etmiştim.

Bu sıralar duygularım değişti. Sözcükler ifadeye yine yetmiyor.

2002 civarında ve 2012’de 2 kez seyrettiğim ‘Corto Maltese’ (Siberia) çizgifilmindeki 2 duygum farklıydı. Birincisinde hissettiğim düşgücü duygusunu, ikinci izlemede hissetmedim.

Öfke ve nefretim değişti. Korkum da değişti. Panik atağım olduğu ve bunlar kökenli olduğu için, bu durum önemli.

Tabii ki birden çok korku (artı fobi) türü var ama kastettiğim o değil.

Kortizon kullanımım, kaç-saldır davranışındaki psikoloji koyutlarının geçersizliğini birçok yönden birden bana gösterdi ama bunları tam ifade edemedim, sözcükler bana yetmedi.

Daha önceleri yaşamımda felaket beklentileri genelde gerçekleşti ama bu sıralar duygu kayıtlarımdan artık pek emin değilim ve bu durum bir bunama değil.

Gençlik ve yaşlılık, duyguları nitelik olarak birbirinden çok ayrı ve bunu hiç kimse anlatmamış. Örneğin Bukowski anlatmamış, yalnızca son yıllarındaki güncede ancak birinci tekil kişi kipine geçince bunu ayırsıyorsunuz.

Kendimi toplama kampının kapısındaymış da, bundan emin değilmiş gibi duyumsuyorum.

Referans olarak kitleyi aldığım ve bu sıralar kitlenin tüm sosyolojik ve psikolojik apsisleri ve ordinatları belirsizliğe doğru kaydığı için, verilerim belirsizleşiyor.

İşin tuhafı, hala kaçacakmışım / kurtulacakmışım hissindeyim ve bu açıda bu pek mümkün görünmüyor.

Bu duyguya, ‘felaketten kurtulma kuşkusu’ diyelim ve bu yeni bir tanım olsun.

Hiç yorum yok: