Ben anormalim, marjinalim, ayralım.
Ben anormalleri, marjinalleri, ayralları çok sevmesem de, onlar beni sever:
Deli deliyi tekkede, veli veliyi Mekke’de bulurmuş, hesabı gelip hep beni
buldular. Sonunda hepsini kışkışladım.
Beni normaller meraklandırır: Nasıl oluyor da, normal oluyorlar?
Blogger’da 30-40 tam kitabım yerleşik. Profilim belli insanları çekiyor.
Metinlerim ise, anlamadığım bir biçimde belli insanları daha çok çekiyor:
Türkçe bir sayfaya Tayland’dan veya Güney Afrika’dan (ve böyle 30 ülkeden)
nasıl insan gelir ki?
Sonunda, aklıma çapraz sorgulamalar geldi.
Blogger profilimde ilgi alanlarım var. Onları tek tek tıkladım.
Ateizm (İngilizce: atheism) başlığı, 5.900 insanın listesinde. Atheistnexus
ise, 13.000 küsur üyeye sahip. Yani, koskoca 100 milyonluk Blogger’da,
milyonlarca ateist geçinen varken, hemen hiçbiri ateizm konusunu, yaşamının
birincil gündemine almamış.
Anarşizm başlığına bakıyorsunuz: Onu seçen biri, şiddet-dışılığı da seçmiş.
Şimdi bu, kesinlikle normalliğe delalet eder. Anarşist ve şiddet-sevmez
olduğunuzu önesürdüğünüzde, bunu açımlamak için, kafadan 1.000 sayfa yazmanız
gerekir.
Blogculuk konusunda ise, yüz binlerce kişi var. Oh ne ala, Mualla. Bazan,
epeyi tiye alınan blogculuk konusunda, blogcu olmayan normallerin, blogcu olan
normaller hakkında, gerçekten haklı olduğunu düşünüyorum.
Normal insanların benim bildiğim ilk özelliği, hiçbir özel / öznel /
kişisel niteliklerinin olmamasıdır. Bu, tüketici kültürürün popülerliği değildir,
tüm çağların tüm normallerinin farklılık üreteme sorunudur.
Ancak konu şu noktada:
NASA’da uzaycı yok, CERN’de çokboyutlulukçu yok. 10.000’er kişide
10’ar-100’er kişi olması gerek ama yok.
Normalliğin zavallılığı bu işte: Farklılık normalken bile, farklı olmaktan
kaçınma durumu.
E tabi, çokboyutlulukçu olursan, Einstein’cı dedeler ne der sonra?
7 milyarız. En kötü ihtimalle, 700.000 işe yarar anormal var ama yalnızca
7’de 1’i bir şey yapabilir durumda ve onlar da 40’ına gelene kadar, çoktan
asimile edilmiş oluyorlar.
Normallerin kötü yanı, tarih çökerken çökmeleridir.
Anormallerin iyi yanı, bazılarının tarih çökerken yükselmeleridir.
Sorun bu.
Çapraz sorgulamalar, internette bana onları buldurabilirdi ama bulduramadı
(Kuilman hariç).
Düşünün ki artık poliyalektik kavramı yalnızca 5 yılda internete yerleşti
ama kime bu konuda hezeyana ve/ya heyecana kapılmıyor bile. Dikkatinizi
çekerim: İnsanlık tarihinin en büyük artı-değer düşüncesinden söz ediyoruz.
Yani normaller, UFO de gelse, kıyamet de gelse; evlenir, çocuk yapar,
boşanır, vd. Ömürlerini tüketir ve ot gelip sap gidemezler.
Şimdiye dekki 100 milyardaki milyonda birlik verim, giderek düşüyor: Hem
oran olarak, hem de toplam olarak.
Diğer bir deyişle, gelecek 5.000 yıldaki müstakbel 5 trilyon nüfustan 5
milyon dahi çıkmayacak.
Atın tarihi çöpe.
Atın geleceği de çöpe.
Atın insanı çöpe.
Atın normalleri çöpe.
Hişt anormaller, siz de kaybedenler klübü takıntınızı aşın artık. Tarih ve
gelecek size kaldı çünkü. Evren’e siz gideceksiniz. Melankolinin gereği yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder