Pazar, Şubat 12, 2012

1871-1968-2055

1871 Paris Komünü idi.

1968 dünya gençlik olayları idi.

Bu durumda, önümüzdeki müstakbel ilk dünya devrimi için tarih böyle tahmin edilebilir: 2055.

Nirengiyi şöyle de alabiliriz:

1848-1968-2088.

Bu durumda 1848, Avrupa devrimleri dizisi olur.

Devrime meraklı biri değilim. Devrimin ilk yiyeceği çocuklarından biri olacağım için bu böyledir ama bir gelecekbilimci olarak, beni içermeyen bir değil, onlarca gelecek tahmin etmeye / görmeye başladım, epeyi süredir. Aldırdığım da yok.

Sonuçta, nasıl dünya krizi gelecekse, yeni bir dünya devrimi, devrimcikleri, devrim dizisi gelecektir. İster 2055’te, ister 2068’de, ister 2088’de.

Ancak, AB-ABD nezdinde somutlaşan, kapitalizmin iç bunalımları dışında, bizi tarih-öteye taşıyabilecek başka krizler de kapıda: Açlık, salgın, enerji. Su / kuraklık krizi de olacak ama o göreli olarak daha az insanı öldürebileceği içn, daha mikro veya orta-makro ölçekte kalıyor. Önceki 3’ü ise, makro-makro ölçekte. Yani, global nüfusun çok çok azı onlardan muaf kalabilecek, yalıtık bölgeler gibi.

İşte bu makro krizler, geleneksel çizgideki kriz ve devrim eğilimleri  ile nasıl girişim saçakları oluşturacak kestirilebilir değil. Muhtemelen de hiç olmayacak. Ancak onlar yaşandıktan sonra, kaotik ‘atraktör’ü hesaplayabileceğiz. Diğer bir deyişle bu tarz ve ölçekte bir krizi / krizleri tarih henüz görmedi.

Ancak, şunu biliyoruz:

Tahminen 200.000 yıl kadar önce, atalarımız benzeri bir krizle yüzleşti ve global popülasyonları çok düştü. Ancak, yine tahminen 50.000 yıl kadar önce, 10.000 küsur yıl önce başlayan Neolitik Devrim’e giden yol açıldı. Paleo-tarihçiler, aradaki 40.000 yıllık süreci kabaca izleyebilecekleri  verilere ulaşmış durumda.

5.000 tarih-dünya sistemi içinde, en uzun bölgesel krizler 1.000, global krizler 500 yıl sürebildi.

Ancak, sürece tersinden de bakalım:

Eğer, bu gözeneklilik / süreksizlik olmasaydı, meta-hümanizme 1945-1957 yol çatallanmasında yer açılmazdı.

Şu anda da, skolastik / klasik tarihçi tipi olan Fukuyama, transhümanizmi dünyanın en tehlikeli fikri sayıyor. Dikkatinizi çekerim: İslam’dan bile tehlikeli, hem de 11 Eylül’den sonra.

O nedenle, gelen krizler çığı, bize bilgi ve deneyim olarak geri dönecek. Tabii boynumuzu kırmamışsak.

Gerisi bilinen hikaye: Kan, ter ve gözyaşı...

Hiç yorum yok: