Perşembe, Şubat 16, 2012

Sawyer ve ‘Homo / Neanderthal’ Üçlemesi




Bu homo, homoseksüeldeki homo değil, ‘homo sapiens’ ve ‘homo neanderthal’deki homo. ‘İnsan’ ve ‘insansı’ anlamlarına aynı anda bile gelebilir.

Sawyer, 21. Yüzyıl’da bile bilimkurgu için, hala düşünülmemiş düşünceler bulunabileceğini, ‘Flashforward’ ile kanıtlamıştı.

Ancak, hem o kitapta, hem de bu kitaplarda asıl durum şu:

İçerik iyi ve ama biçim kötü. Genelde tersi olur.

Bilimkurgu romanda bir düzey düşüşü olduğunu, ilk kez ‘Mars Üçlemesi’nin ilk 2 kitabını okuduğumda düşünmüştüm. Clarke’ın ‘Rama 1’inden sonrakiler de öyle düşündürmüştü ama Clarke tuhaf bir konumdaydı, uygar dünyadan yalıtık onyıllarca bir ada yaşıyordu ve orada olma nedeni, bilimkurgu inzivası değil, majestelerine hizmet de olabilirdi, andropozun ve yaşlılık erkek eşcinselliğinin ve/ya iktidarsızlığının tezahürleri her erkekte farklı olabilirdi.

Bilimkurgu romandaki bu düzey düşüşünün ana nedenini Soğuk Savaş’ın yarattığı, insanın yok olması riskinin azalmadığı halde, azalmış gibi algılanmasının yazarlara yansıması olarak gördüm hep. 10-15 yıldır öyle düşündüm, hala öyle düşünüyorum. Şimdiye kadarki tüm artı-değer düşünceler, insanlar zor durumdayken üretildi, ‘yağmur suyu ve ağaçta muz beleşi’ tropik koşullarında değil. Ayrıca, çöl ve dağ da insanın evrimini durduran uç öğeler olarak sınır koşullar oldu.

Sawyer’in ‘Homo Üçlemesi’ de iyi bir düşünceye dayalı: Sapiens’lerle Neanderthaller, paralel evrenlerden birbirine geçip yeniden karşılaşırlar.

Sonra gidişat zıbıtır: Konuya din girer, 2 tür arasında aşk girer, 2. ciltte pornografik parça bile girer işin içine.

‘Algernona Çiçekler’, basit ve günümüz koşullarında bile geçerli bir bilimkurgu konusunun olduğunu daha 1960’larda kanıtlamıştı. (Orada bir gerizekalı, tıpsal manipülasyonla dahi yapılır ama dehası kalıcı olmaz , adam yeniden gerizekalı olur.)

Dolayısıyla sorun, konu basitliğinde değil: İnsan, gerçekten yaratıcılığını yitirdi, bilimde yüzyıldır böyle. Bilimkurguda da böyle.

Sawyer’ın insan, din, insansı, vd hakkındaki düşüncesel döktürmeleri, yani romanın felsefe tarafı, yerlerde sürünüyor.

Üstüne tuz biber ekercesine romanlar, yalnızca Yanki okur için tasarlanmış. Popüler kültürü izlememe ve İngilizce bilmeme karşın, bazı söz oyunlarının saçmalığı beni dehşete düşürdü. O kadarını bizim köşe yazarları bile yapmıyor.

Ne olabilirdi?

2 tür arasında savaş olabilirdi. Geçmişte olan bu.

Neanderthaller’in Sapiensler’den daha barışçı olması imkansız. Bilimin koşut ilerlemesi imkansız. 1 Neanderthal’in yaşam boyu kalıcı homoseksüel ilişkili aile kurması imkansız, bunu insanlar bile yapmıyor, primatlar hiç yapmıyor.

En acı olan durum şu: Neanderthaller aşırı homojen bir toplum: Yani, apaçık bir normal faşizmi var. Bunu değil Sawyer, Hitler bile düşünemezdi.

Sonuç?:

Okur olarak pozisyonumu değiştiriyorum.

Bir bakarsınız, kendim okunabilir bilimkurgu öyküler yazmışım.

Hiç yorum yok: