Reklam kartı veya ticari kart sayılan bu nesneler öncelikle koleksiyon objesidir.
Sonralıkla, zamanının aktuel kültürünün aynasıdır.
Bulyon, ciklet, çukulata, sigara, çay gibi, çok farklı ticari metalar, reklam ve satış öğesi olarak bunları kullanmış. Sonradan bunlar başka kültürolojik anlamlar kazanmış.
Bu nesneler neden koleksiyon malzemesi olur?
Küçüktürler, saklanmalrı kolay olur. Tematik konulu olurlar. Kataloglu ve listeli olurlar. Başka hiçyerde bulunmayan görsel öğeler (manzaralar, insanlar) içerebilirler. Örneğin, İngiliz bir sigara kartının bir İstanbul fotoğrafı var, 10 yıldır aranıyor, gören yok. Neden şu: Seri yerine, dağınık konulu bir dizinin yalnızca tek parçası olarak üretilmiş. Üreten de, sapa bir şirket imiş. Yani, nadirlik için gereken her niteliğe sahipmiş. İnternette bile epeyce süredir henüz göremedim.
Bu nesneler neden zamanının kültürünün aynası olur?
Çünkü, örneğin artist dizisiyse, o anki ünlüler dizisi olur. Aradan 5-10 yıl geçince, kimse onları hatırlamaz. (50 küsur yaşında biri olarak söyleyebilirim ki birinci derecede ünlü olmayan ve 5 yıldan eski olan hemen hiçbir oyuncuyu, ilk bakışta tanıyan çıkmıyor.)
Devamında:
Diğer bir popüler kültür malzemesi olan, çizgiromanların gayrıresmi tarihini oradan izleyebilirsiniz. 100 küsur yıllık ve en çok 2-3 yılda bir yenilenen bir tarihten söz ediyoruz. Örneğin, Batman’in onyıllara dağılmış olarak 40’a yakın farklı serisi var.
Burada önemli bir konu:
Hemen hiçbir koleksiyoncu bunların hepsini toplamaz. Yani diğer bir deyişle hiçbir koleksiyoner, çok ilgili, çok bilgili, çokdisiplinli, çok dönemli, çok mekanlı ve çok kültürlü değildir. Yine, Batman’den örnek verirsek, anime yorumları insanları rahatsız etmiş, çünkü hesapça onlarda Yanki ruhunun dışına çıkılmış.
Gelelim bu metni yazma nedenime:
Yaşlılığı nedeniyle, yeni şeyler öğrenme zorunluluğu duyan ve aynı zamanda çocukluğuna özlem duyan biri olarak, bu kartları yeniden anımsadım. Son 1 yıldır bu konuyu tam olarak öğrenmeye çabalıyorum ve çok ilginç kayıtlarla karşılaşıyorum.
Şöyle bir örnek verelim:
Panini kartlar, yalnızca tek şirket olarak dünyada yılda 1 milyar dolar ciro yapıyor. Bu, 100 milyonlarca set satmaları demek ve satıyorlar da. Aynı zamanda, girmedik konu bırakmıyorlar.
Ticari açıdan market kurallarına aykırı bir durum var:
Hiçbir ticari kart markasının internet sitesi, elindeki tam serileri, kaça sattığını, nereden nasıl alacağını tam açıklamıyor, yani tüketiciyi eksik bilgilendiriyor.
Gelelim gündelik kültürolojiye:
Bunlar çok ilginç biçimde, o yerzamanın bilgi momentine yönelik, çok ilginç ipuçları veriyor.
Örneğin:
Liebig bulyonlarının Felemenkçe versiyonundaki Belçika veya Belçika Kongosu (eski Zaire) tarihi, 1900’lerin tarihsel bakış açılarını ve doğal olarak da koloniyalistçe dilegetiriyor.
Hele hele (birkaç dilde dağılan) birkaç konu var ki bugün onları Wikipedia’da bile bulamazsınız:
Devler, çocuk beşikleri, çocuk oyunları, halk oyunları, halk eğlenceleri. Tam safkan folklorik bilgi ve o konuların alıntılandığı kitapları bugün bulmak imkansız durumda ama o kartlar hala internette dolanımda.
Günümüzün global en ilginç konusu ise, televizyonlarda en çok izlenen konu olan futbol. Ancak, orada da güncellik önemli: 1900’ların İngiliz futbolcu serileri, futbolun beşiği İngiltere’de bile ilgi çekmiyor, hatta 1966 Dünya Kupası’nı kazanan kadro bile öyle sayılır. İlla ki günümüz UEFA serileri (Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi) olacak. Tabii ki onları tamamlamak pahalıya patlıyor. Ona da hile bulmuşlar: Albümle kartları eksik veriyorlar ve ondan sonra bir kerede sınırlı sayıda eksik kart gönderiyorlar. İşin yoksa, uğraş dur.
Öneririm, ticari kartlarla bir ilgilenin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder