Pazartesi, Mart 26, 2012

Türkçe’de Sözcük Yaratmak

Türkçe’de sözcük yaratma dalgası 3 aşamada geldi:

1930’larda, 1960’larda, 1990’larda.

1930’lardaki devlet eliyle idi. ‘Güneş Dil Teorisi’ gibi bilimdışı kalan savlara sarılınca ve cumhuriyetin hiçbir inkılabı benimsenmeyince, ilk adım havada kaldı.

İkinci adım, bizde 1960 darbesi ertesi oluşan, Dünya’da 2. Dünya Savaşı ertesi kuşağın gençliğini kazanmasıyla oluşan, ülkesel ve kürel toplu özgürlük ortamında / atmosferinde oluştu.

Türk Dil Kurumu, bu kez devletçilikten çok, tek tek bireyci grişimleri de destekledi. Hemen her dalda bir uzman, konu terimleri sözlükleri derledi ve onlar 40 küsur yıl sonra bile hala kullanılıyor. Aynı zamanda yazılı ve sözlü kaynakların taranmasıyla, tarama ve derleme sözlükleri oluştu.

Ara şerh: Bu dönemde toplamda 250.000 sözcüklük bir dağara ulaşıldı ama o dağar 50 yıl sonra bile tek kaynakta birarada toplanmış değil. Daha da önemlisi, bazı derlemeler yok edilmişe benzer.

Bireysel bir örnek:

Fakir Baykurt 600 yeni sözcük kullanmış. Bunların 300’ü tarama ve derleme sözlüklerinde varmış. Gerisini Baykurt icat etmiş. Bu işi başaran Kemal Ateş ama sözlük şu anda nerede ve hangi koşullarda bilinmiyor.

1990’larda ise 2. Sanayileşme dalgası geldi.

Bu dalganın parçası olarak kendim, 1.450 civarında başlıkta, 1.750 civarında anlam yarattım. Shakespeare’in 2.000’lik dünya rekorunu, ölmeden önce kırmak niyetindeyim.

Arabilgi: Shakespeare’in bu sözcüklerinin yalnızca 200’ü bugün kullanılıyor durumda.

Sonuç?:

Konuya böyle geniş açılı bir panoramayla bakınca, ortada bir ikilem veya sorunsal kalmıyor.

‘Batı-merkez-doğu’ sorunu, ‘trans-aşkın-vecd’ gibi 3 anlamsal nüansla ve birarada yaşatma ile aşılabiliyor.

Anımsatalım:

2020’ler, yani 4. dalga kapıda...

Neredesiniz genç yazarlar?

Hiç yorum yok: