Perşembe, Aralık 06, 2012

Kaotik Denklemler ve Tarih




Öncelikle şunu vurgulamış olalım:

Geometri, aritmetik, cebir, kalkulus, mantık ve topoloji olarak matematik, tarihe uygulanabilir. Tarafımızdan epeyi uygulanmıştır da...

Kaotik denklemler, bu matematikte daha çok aritmetik ve cebir arasında yer alırlar.




Bu konunun çalışılması 1836 kadar eski tarihlidir ve Verhulst Malthus’un nüfus üzerine savlarını matematik kanıtlarla çürütmüştür.

Kaotik denklemlerin temel özelliliği, kısa sürede büyük nicel değişimler göstermeleridir. Bunun da nedeni denklemde, hem çift hem tek, artı hem çoğuncu hem 1. üslerin (yani eksi ve artıların) birarada yer alışıdır.

Ancak bunun basit bir biçimi de vardır:

Bildiğimiz pozitif tam sayıları yanyana yazalım. Sonra sırayla 1 tek – 1 çift hesabı, aralarına 1 + ve 1 – imi koyalım. İşte, bu dizinin herhangi bir n. öğesinde, dizinin toplamı artı ve eksi sonsuzlar arasında giderek artan biçimde salınan bir dizidir.

Tarih de işte kimi zaman ve yerlerde böyledir. Senkop vurmaya ve/ya büyük genlikler arasında salınmaya başlar. Örneğin, 1945’te atılan 2 atom bombası, türün tümüyle yok olması potansiyeli ve aktueli demek olmuşken, çok değil 12 yıl sonra 1957’te uzaya gönderilen ilk yapay uygu Sputnik ile türün uzayda evrilip başka br tür olması durumları, çok yakın yerzamanlarda yer almıştır.

2025 arasında ise şu büyük genlik salınımları mümkün:

Öncelikle, hemen önümüzde susuzluk, gıdasızlık ve enerjisizlik  makro-makro krizleri var ve eğer bunların hepsini atlatamazsak,  türümüzün 500-1000 yılın arasında şu sıralar içinde bulunduğumuz yeni orta çağda kalma olasılığı var.

Bunun dışında tarihsel bir miras da var:

Birinci Sanayileşme 1750-2000 arasında yaşandı ama 2000’de dünyanın üçte biri veya yarısı o sanayiden nasiplenmemişti henüz.

Aynı zamanda İkinci Sanayileşme (robotlaşma, bilgisayarlaşma, vd) 1950’lerde bu kültürel modun içinde başlamıştı.

Dolayısıyla, şu sıralar içinde bulunduğumuz 4 (proto-feodal, feodal, sanayi, ikinci sanayi) kültürel modları arasında yaklaşık eşit olarak dörde bölünmüş dünya nüfusu, 2’li değil, 4’lü kaotik atraktörlü merkezler arasında salınmaya başladı.

Türün yok olması var; 60 yıllık trans-, post-, meta-hüman var; İkinci Sanayileşme’nin 9 öncü altkültürü var; birçok yeni orta çağlar var. Dolayısıyla, şimdilik hacıyatmazvari bir biçimde sallanıp duruyoruz bu odaklar arasında.

Bendeniz, daha çok faşizm ve engizisyon esktremofiliği bir neo-entellektüelim. Yani, bunların oluşturabileceği kalıcı karanlık dönemlere hazırlık yaptım sağ kalmak için. Tabii, Hoca’nın bahara ve düz yola itirazı olmadığı gibi, bendenizin de neo-rönesanslara ve yeni aydınlanmalara itirazım yok. 40-50 yıl daha yaşayıp, bu kıssalı tarihsel hikayenin sonunu bizzat okuyabilmek ve yorumlayabilmek arzusundayım.


Hiç yorum yok: