Uzay yarışı ABD ile eski SSCB arasındaydı ve temelde politik / ideolojik
idi ama her ikisi de eski Nazi bilimcileri kullanmakta beis görmedi, diğer bir
deyişle uzay projesi pratikte tümüyle Alman’dır.
(Uzaya gidişle 20. Yüzyıl’ın en başında kuramsal olarak ilk ilgilenen kişi bir
Rus (Tsiolkovsky) ve pratik olarak ilgilenen kişi ise bir ABD’li (Godard) idi.)
Ay’a ilk gitmeyi ABD başarmışsa da, toplam başarı puanında SSCB öndeydi.
Tabii SSCB yıkılana kadar.
Bu yarış, 1962-1986 arasındaki sürede, uzaya giden 200 kişi varken, bu
çalışmalarda ölen kişi sayısının 20’nin üzerinde olmasına neden oldu ve bu %
10’luk mesleksel ölümsel oran başka hiçbir meslekte yoktu.
Aynı zamanda bu yarışta ABD, 1986’da ve 2003’te 2 uzay mekiğini ve epeyi
astronotu da temize havale etmeyi becerdi.
Sonra sonra ortalık duruldu. ABD, projelerini Rusya’ya ve özel sektöre
aktarmaya başladı. (Bunu finanse eden kişinin, Paypal kurucularından olması ve
aynı zamanda Microsoft’un ortaklarından birinin de uzay çalışmalarına epeyi
katkı yapmış olması ilginç göstergeler.)
Sonra, Çin devreye girdi. Sanayisel casusluğun suyunu çıkarmacasına, 3-5 yılda
uzaya gitti geldi, gitti geldi. Yanısıra, sarı ırk şahlanınca, yani olay Güney
Kore - Çin - Japonya arasındaki rekabete kayınca, onlar da epeyi bir dellendi.
En son da Rusya, Mars’a gitmek için AB ile işbirliği anlaşması imzaladı.
(Ek bilgi: ABD ve AB de güç birliğine girmiş, ben de yeni öğrendim.)
20 yıl önce Mars’a ilk insan inişi tarihi tahmini, belki 2030, belki 2040
idi. Şu anda 2025 veya öncesi olacak ve muhtemelen ilk gidenler orada sizlere
ömür olacak: Hem öylesi daha ucuz olacağı için, hem istenmese de hatalar
olacağı için.
Şimdi, böyle bir proje neden,
nasıl, hangi?
Uzay çalışmalarının insan türüne ekonomik olarak zararlı olduğunu savunan
çok. Ancak, 1957’deki yapay uydunun 1945’teki 2 atom bombasına toplu
bilisizlikte verilen bir canhıraş /
‘survival’ yanıtı olduğunu, bilimciler bile dikkate almıyor nedense.
Diğer bir deyişle:
İnsan türü yalnızca Dünya
gezegeninde kalamaz, kalırsa yok olur ve bunu çoktan kanıtlamış durumda.
Artı:
Uzay çalışmalarının dolaylı ürünü olan (teflon tava gibi) teknolojik
malzemeler, çalışmaları çoktan amorti etti bile. Kabaca: 100 milyar dolarlık
harcamaya, bir o kadar da ekonomik katkı, diyelim. (Tabii o 100 milyarla kaç kişi
doyurulurdu, ayrı konu.)
Tabii ki:
Ay’a ilk gitmek bir hegemonluk gösterisi idi, Mars için de öyle olacak.
Bakmayın, o dost geçinenlere. Nasıl olsa, sarı ırk bu kez beyaz ırka feci feyk
atacak.
Mars’a gitmek veya yerleşmek yerine, Ay’a yerleşmek daha mantıklı ama Ay
bazı psikopatların el uzunluğu açısından bize fazla yakın durumda. Ne de olsa,
Mars’a gidiş aylarca sürecek, bu orada patlasın diye gönderilen bir atom
bombası bile olsa. Yani, orası daha emniyetli şimdilik.
Tabii, tarihi rekabet değilse bile, çekişme ilerlettiği ve bu sıralar AB
feci bir biçimde tuş olmuş yatar durumda olduğu için, bu Mars konusu küçük bir
itekleme oldu global kamuya ve kültüre.
Asıl önemlisi, Obama ile somutlaşan yeni ABD politikaları NASA’nın bütçesini
epeyi kısma yönünde işlemeye çoktan başladı.
Sonuç?:
Mars’a er veya geç gidilecek, acelesi yok: Ay’a 1969’da gidilince kimsenin
boyu uzamadı, 1979 da olabilirdi bu tarih.
Ancak, bir gelecekbilimci olarak uzay çalışmalarına baktığımızda, ne yazık
ki epeyi büyük boşluklar görmekteyiz şimdiden. NASA ve mekik tarihçesi bunu
kanıtladı bile.
25 yıllık periyodlarda gerçekleşebilecek gıdasızlık, susuzluk, enerjisizlik
krizleri, her an sırası ne olursa olsun, gelebilir oldu çoktan. Bunlar uzay
çalışmalarına 50-100 yıl bile ara verdirebilir.
Tabii, tarihten şunu öğrendik: Bir şey insan kültürüne girmişse, er geç
kullanılır ve uygulanır: Uzay kültürü de öyle.
Bir şey daha biliyoruz: Su değirmeninden buhar makinesine dek ilk icatlar,
hiçbir zaman ilk kezinde yaygınlık kazanmamış. Uzay çalışmaları da öyle
olabilir pekala.
Geriye ne kalıyor?:
Her zamanki bilimkurgusal ve gelecekbilimsel hayaller.
Olsun, biz insan türünün sürme olasılığı % 10’ düştüğünde bile,
hesaplarımızdan şaşmadık ve hep eksodus yolunu imledik.
Mars insan türü için hala ve hep
o eksodus yollarından biri olarak 250 yıl daha kalacak. Bu kesin.
Dipnot 1: Mars’a gönderilmiş ve orada kalmış, insan yapımı araç sayısı 12
imiş.
Dipnot 2: Mars’a yönelik insansız etkin proje sayısı, 2006-2012 için 36
imiş.
Dipnot 3: 20. Yüzyıl’da 1965-2017 için tasarlanmış Mars’a yönelik insanlı
proje sayısı 54 imiş.
Dipnot 4: 21. Yüzyıl için insanlı proje sayısı 17 görünüyor.
Dipnot 5: İnsanlı gidişlerde, insanlarla Mars’a gidebilecek ve orada sağ
kalabilecek ekstremofil mikroorganizmaların varlığı kesin imiş. Onların orada gelecekteki evrimi ise, hiçbir biçimde
tahmin edilemiyor ki bu süreç er veya geç yaşanacak demektir.
(‘Modern studeis of extremophiles...’ başlıklı paragrafı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder