Bir haber:
“ABD'de metroda trenin altında kalan 58 yaşındaki Ki-Suck Han'ın ölümünün
manşete taşınması medya etiği tartışması başlattı.”
Breh breh breh...
Bu ne ahlak kardeşiim, insan seven sevenee...
Bakalım fotoğrafa:
Adam ölmek üzere.
Kaç saniyesi var?
1-5.
Kendi çıkamaz mıydı?
Bedenine ve zihnine bağlı.
Fotğrafçı onu çıkaramaz mıydı?
Neden çıkarsın ki? Adam onu da aşağıya çekebileceği için, kendi de
ölebilirdi. Yaşama hakkı, (eğer öyle bir şey varsa) yaşatma sorumluluğundan
önce gelir.
Çıkaramayabilirdi. Yine beden ve zihin durumu.
Metro duramaz mıydı?
Durabilirdi. Ancak metro yapısına bağlı.
Sonuç?.
Bir insan öldü. Hepi topu bir insan. Soru, bundan ne öğreneceğimizdir.
Sonuçta, her yıl on binlerce kişi ölüyor, öyle veya böyle.
Neden?
Bir akıllı bir deli diğer akıllıları rahatsız etti diye ona müdahale
edince, deli onu öldürdü.
E...
O deli yargılanacak mı?
En azından idam veya benzeri bir ceza almayacağa benzer.
Gelelim halkımızın yorumlarına:
“Gazetecinin görevi ne; fotoğraf
çekmek mi, yardım etmek mi?
Rıza Özel ( Türkiye Fotomuhabirleri Derneği Başkanı): Bence gazetecinin
görevi o anda olay yerinde kimse yoksa insani olarak vazifesini yapmaktır.
Lübnan’da füze atışları sürüyordu. ‘Bir iki fotoğraf çekelim’ dedik, insanlar
boynumuza sarıldı. Baktık ne BM ne Kızılhaç var. Kendi arabalarımızı verdik.
Yaşlıların bazılarını sırtımızda taşıdık. Birbirimizin fotoğraflarını da
çektik.”
Hadi bunları kurtardın. Peki, sen bir yerlerdemuhabirlik yaparken şimdiye
dek o civarda kaç kişi öldü?
Binlerce.
Onlar için savaş muhabirleri bir şeyler yapabildi mi?
Hayır.
E, o zaman bu söylenenlerin anlamı ne ola ki?
Deniz yıldızı fıkrası mı anlatıyoruz yoksa?
“Ölüm anının fotoğrafını yayımlamak
medya etiğine uygun mu?
Doç. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver:
Yapacak bir şey varken fotoğraf çekmeyi doğru bulmuyorum. Bir ölüm anı
görüntüsünü yayımlamayı ise şiddetin pornografisi olarak adlandırıyorum.”
Şu ‘şiddetin pornografisi’ lafını kim uydurduysa, kafasına güvercinler şans
getirsin. Pornografiye neden laf sokuşturuyorsunuz ki, kabahati ne? Şiddet
neden apartman çocuklarının ‘tu kaka’sı oluyor ki? Bunu söyleyen insan
yaşamında kaç can kurtardı, Akut’çuluk nedir bilir mi, ilk yardım bilir mi? Vb,
vd.
Önce can, sonra canan.
Yaşama hakkı, yaşama sorumluğunu aşar.
Her insan ölümü görmelidir. Hatta
çocuklar ergenlikten önce mezarlık ve morg görmelidir. Eskiden ortalıkta
insan asmaları kimseyi cani filan yapmadı. Vb, vd.
Bunlar ölümü bilmeyenlerin abuksamaları.
Ölümü bilirim. Önce kendimde, sonra başkalarında. Çok insan kurtardım. Çok
insan beni ölüme yolladı. Zevk için ve hayat bilgisi için gidip tıp
fakültesinde kadavra da doğradım. Tavuk da kestim canlı canlı, kanlı kanlı. Bu
normal faşisti şavalaklar kadar, kimseye zarar filan da vermedim. Psikopat
falan da değilim.
Kıssadan hisseli sonsöz:
Ölümü bilmeyen ve tadmayan ne
yaşatabilir, ne de yaşamın biricik tadını alabilir.
Ayrıca, medyanın neresi düzgün ki etiği de öyle olsun?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder