26.06.12, 12:10.
SON DEMLERİMİ YAZARAK GEÇİRMEK
2 yıl önce, yaşamımı tekdüze bulmuş ve böyle 40 yıl daha yaşamak
istemediğim kanısına varmıştım.
Kaşınmışım. Yaşam vurdukça vurdu. O koşulları fenerle aramaya başladım.
Bu sıralar, kendimi son demlerimdeymiş gibi duyumsuyorum (ama öyle
değilim, çünkü çilem henüz dolmadı biliyorum).
Son demlerimi yazarak geçiriyormuşum gibi davranıyorum. Harika bir
duygu veriyor. Ölümü yazarak beklemek bana uydu sonunda. (Bunu Memet Fuat da,
son 1.000 gününü otobiyografileyerek, başarıyla yazmıştı / yapmıştı ve yaşamı
boyunca kendine ve okura karşı dürüst olduğu tek dönem o olmuştu.)
Taksimetre gibi, yazımetrem var. Sonul erimim olarak koyduğum ve dünya
kurmaca-dışı yazma rekoru olan 40.000’e doğru sağlam adımlarla ilerliyor.
Hüzünle gülümseyerek, faşizmin ve engizisyonun karanlığında, beynimin ışımasını
izliyorum.
Eski ustalarım da öyle yaptı:
Ressam Bosch da, yazar Nesin de...
Kaçmadılar, dövüştüler.
İnsan gibi yaşadılar ama insan gibi ölmeyebildiler.
Talih, kader: Boşver bunları, bu Atlas kendi yükünü gönüllü aldı ve
taşıdı sonuçta...
Okurlarıma helal olsun yazdıklarım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder