Devletsiz ve kentsiz, insanın kültürsüz kaldığını... Ancak göçebe
Türkler’in alfabe kullanması gibi, bunun da istisnaları olduğunu...
Devletin insan özgürlüğü için birincil tehditlerden biri olduğunu...
Toplumsallığın insan özgürlüğü için birincil
tehdit olduğunu...
İnsanların tamamına yakınının özgürlüksüzlüğü (ama
devleti veya toplumu değil) seçtiğini...
Devletsiz kalan insanların çoğunluk cıvıdığını...
Devletlerin ortalama 100-500 yıllık olduğunu... Daha kısa ve uzun devletlerin
sorunlar yarattığını ki bunun da tarihi ve kültürü, 5.000 yıllık ve 2.500-5.000
devlet parçasından oluşan süreksiz bir yapıya sahip kıldığını...
Tarihin epeyi aşama-metamorfoz geçirdiğini ve geçireceğini...
*
Dünya’nın tamamının yaşanabilir olmadığını ama insanların yine de oralarda
yaşadığını...
İnsanların tamamının karnının doyabileceğini...
Ekonomik sömürü olmayabileceğini (Danimarka 1990 ve Doğu Almanya 1970, buna
2 ideolojiden 2 uç örnek: 2’sinde de İlk % 10’lik gelir grubu, GSMH’nin % 20’sini
alıyordu.)
Yaratısal sömürünün hep süreceğini: Telif hakkı
süresi ne olursa olsun, tüm yaratılar insanlık mirası sayılıyor. Yani, milyonda
dokuz yüz doksan dokuz bin dokuz yüz doksan dokuzluk kesir, milyonda birlik
yaratıcıları önce gömüp, sonra yaratılarının üstüne yatıyor.
Yani, insanların en makro sorunlarını çözümlü olduğunu ve dolayısıyla insan
eliyle yaratıldığını...
İnsanların, kendi lehlerine olduğu zaman eşitsizliği genelde tercih
ettiğini...
*
İnsan türünün yok olabileceğini ve aynı zamanda başka bir türe
evrilebileceğini...
Savaşların bitmesine 500-1.000 yıl daha olduğunu...
Savaşsız toplumların evrimsiz kalabileceğini (AB 1945-2010 örneği)...
İnsanların tamamına yakının evrimsizlik eğiliminde olduğunu ama bunun yine
de onları değişimden alıkoyamadığını (değişenlerin ve değiştirenlerin değişime
karşı olması durumu)...
*
Bu durumda, toplumların kaosla kozmos arasında salındığını ama bunun için
bir denklem olmadığını ve olması da gerekmediğini (elimizde yeterince
kullanılabilir aralık kaydı var)...
Şu anda insan ve sonrası türlerin geleceği için olası 2 makro kaotik çekici
olduğunu: Evren ve/ya Dünya üzerinde 5 milyar yıl daha... (İnsan türü gelecekte
dünya üzerinde kendini en az 1 kez yok edecek ama tür yine de sürecek, 1945
atom bombaları buçuk sayılıyor.)
Yani, tarih hem başlamadı ve hem de bitti.
Yani, evrim hem başlamadı ve hem de bitti.
5.000 yıl için 100 milyar kişi ve 100.000 yaratıcı yettiğine göre, sonul
öykünün yazılmışlığı içn, gelecekte pek pek 500 milyar kişinin ve 500.000
yaratcının daha yeteceğini, sonul kesin öykünün en geç 5.000 yıl sonra
kesinleşmiş olacağını...
*
Şu anda tarih için 2 kümülatif artı-değer yaklaşımı var: Maddi ekonomik
artı-değer ve manevi bilim-düşün-sanat artı-değeri...
Bunlar, tarih-öte için / boyunca metamorfoz yaşayacak. Örneğin,
bilim-sanat-düşün meta-epistem olacak... Ekonomik artı-değerin bir anlam
taşıdığı kanısında değiliz ama dünya sistemcilere göre de, ekonomik
artı-değerin artarak süreceği düşüncesine karşı değiliz, çünkü bunun dikkate
alınmasıyla bir şeyin değişmeyeceği (yani onun işlevsiz olduğu) kanısındayız...
Ya da başka bir deyişle: 5.000 yıldır aynı şeyleri yiyip içerek, günde 8 /
haftada 40 saat / yılda 48 hafta çalışarak, her koşulda aynı standart
biyografiler yaşabildik. Önümüzdeki 5.000 yılda da bu ilke de aynı kalacağa
benzer, 10-100 milyonda 1’lik 2. Sanayileşme’nin 9 öncü altkültürünü
yaşayanların ve yaşatanların çok küçük bir kesri hariç: Önümüzdeki 100-500
yılda artı-değerler, çoğunluk onlar tarafından yaratılacak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder