Önbilgi: Bu metin, Levent Mete’nin ‘Psikeart’ Sayı: 20’deki, ölüme mahkum
bir kan kanseri hastasının yaşamının son evrelerinde, ona psikiyatrik
rahatlatma verme sürecindeki yaşadıklarını anlattığı makalesinin okunmasının ardından yazılmıştır.
(Kendisini dil gücü ve dürüstlüğü için tebrik ediyorum.)
Ölüme kesinkes mahkumiyet durumu, en büyük travma nedeni kabul edilir ama ondan
daha beterleri de vardır: Ölümü birden çok kez yaşamak bunlara bir örnektir.
Bunun bir örneği, toplama kampı psikolojisidir. Şerh: Ancak, toplama kampı
kurtulanlarının bir bölümünün İsrail’i kurup, orada kendilerine yapılanlardan
daha büyük zulümleri yapar olma ve bu zülumleri yapmayan benzerleriyle etkileşimi
konusunda ortada pek çalışma yok ama en keskin kayıtlı psiko-sosyal örnekleri oluşturabilirler.
Diğer bir örnek, Stockholm Sendromu’dur. Teröristlerin aldığı rehinelerin
onları haklı bulma psikolojisine sürüklenme süreçlerini tanımlar. Teröristlerle
empati kurmanın patalojik bir bulgu
kabul edilmesi, buradaki duyarlı noktadır.
Başka bir örnek, cephede sağ kalanların psikolojisidir: Kendi
arkadaşlarının ölümüne ve kendilerinin sağ kalmasına bilinçaltında sevinmekten
dolayıki suçluluk duygusu.
Öbür örnek kurmacadır: Peter Weir’ın ‘Korkusuz’ filminde, çok az kişinin
kurtulduğu bir uçak kazasından kurtulan birinin kendini ölümsüz sanması ve
kendini ölüm aşamasına sürükleme süreci anlatılır.
Öteki örnek de kurmacadır: Dr. House 4. sezon 16. bölümde, öleceği kesin olan
bir doktor komadadır. Sevdikleriyle vedalaşması için, bikaç dakikalığına
diriltilir ve hemen ardından ölür.
Doğrusal programlama açısından bakınca, bunlar epeyi geniş bir tanım
alanını çevreleyen genişlikteki sınır vakalardır.
Bu satırları yazıyorum, çünkü bilgili birinin kestirebileceği gibi, kendim
de birden çok kez ölüm tehlikesi deneyimi yaşadım. En son tevekkül aşamasına
geldim. Ancak, her ölüme sürüklenişim başkalarının hatası nedeniyle olduğundan
dolayıki hayret ve her kezinde tam tam sıfır-epsilon noktasından geri dönüş
yaşantısı bir acaip yaptı beni: Meta-travmatik denebilir durumuma.
Dipnot. Sağ kalmanın utancı ya da sağ kalma sürecinde kendine yapılanların
utancı, Museviler tarafından en büyük travma kabul edilir ve onu yaşayanlardan
2 kuşak sonraki torunlarda bile, intihar eğilim yarattığı önesürülür ki bunlar
başka bir metnin konularıdır.
(20 Nisan 2012)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder