Cuma, Mayıs 25, 2012

Anarşist Fütüroloji


Bu nasıl bir şey olabilir?

Öncelikle anarşist fütürolojinin soyutlama ve karmaşıklık dereceleri vardır. Bu, belirtilmiş olsun.

Birinci derecede, devletsizlik ilkesi vardır ve bu liberalizmin devletsizliğinden farklıdır. Fark şudur: Liberalizm, zengin azınlıksal (% 1’sel) cemaatler yaratır ve onlar devlet üzerinde hegemonya kurar; anarşist fütüroloji ise, bugünün en ez lisansüstü mezunu düzeyinde informatik-kognitif bireyler yaratır ve bunlar cemaatleşmezler: Bu bir araçtır, amaç değil.

İkinci derecede, en azından tarihin bu evresinde ciddi bir devletsizlik momentinde olduğumuz için, kaosu kozmosla birlikte ele alma ilkesi vardır. Bunlar birbirine adaletsel anlamda eşit değildir (sözkonusu bir nicelik değildir), çünkü nitelikleri farklıdır; hem birbirlerinden, hem de kendi altkümelerinden. Dolayısıyla, kaos-kozmos denklemleri (genellikle yinelemen biçimde) yeniden ve yeniden kurulmalıdır (bazı dene-yanıl ipucu örnekleri elimizde vardır).

Üçüncü derecede, tarih sonrası, evrim sonrası, insan sonrası momentleri vardır. 1945-1957 bifürkasyonuyla evrim-tarihte ilk kez, tarihin hem gerçekten bitebileceği, hem de gerçekten başlayabileceği ortaya çıktı (çünkü asıl tarih henüz başlamadı). Buna bir de ölümsüzlük türünden 2. Sanayileşme’nin öncü altkültürleri eklenince, 2010 momentinde bunların ipuçlarının somutlaştığını görmüş durumdayız.

Bunlar tümevarımsal (olaylardan ve olgulardan yola çıkarak genellenen) durumlar ve derecelendirmeler.

Bir de tümdengelimsel / ilkesel derecelendirmeler var.

Birinci derecedeki ilke, ‘gelecekbilimsel limit sıfır müdahale’ ilkesi durumu: Şimdiye dek tarihe o denli yoğun müdahaleler yapıldı ki bunlar kültürde deprem yaratabilecek toplumsal gerilim ve kırılma hatları oluşturdu ve neredeyse kalıcı yapılar gibi oldular. Çevre kirliliği gibi, şu anda sıfır etki-katkı ile başlasa bile, bunların sıfırlanması yüzyılı bulabilir de, geçebilir de. (Bu gerilimler sıfır olursa da, ‘evrimsel / tarihsel sıfır değişim momenti’nin oluşması da büyük olasılık taşıyor, çünkü bugüne dek insan türü hep olumsuzlukklarla evrimleşti ve tarihleşti.)

İkincisi, insanın hem tarihsel, hem de evrimsel olarak onlarca ‘gelecekbilimsel potansiyel barındırma’ durumu mevcut. Bunların hepsinin kendini aktuelleştirme hakkı var. Örneğin yazılım ölümsüzler, büyük olasılıkla sıfır evrime yönelecek bile olsalar, yine de kendilerini evrimsel açıdan sıfırlama hakları var ama tüm insansal evrimi durdurma ve ona bu yönde bir müdahale hakları yok.

Üçüncüsü, insanın insansallığının uzaya taşınmaması gerek ama ne yazık ki taşınacak. Aslına bakılırsa, taşındı bile, bunu astronotlardan, kozmonotlardan, taykonotlardan ve deneyimlerinden biliyoruz (50 yıl buna ikna olmak için yeterince uzun bir zaman aralığı).

Elimizdeki bu çift taraflı panoramayla, geleceği olabildiğince özgür ve boş bırakmayı yeğliyor durumdayız. Bunun pek mümkün bırakılmayacağının / kılınmayacağının da bilincindeyiz. Savaşların bitmesine belki daha 5.000 yıl var. Demokrasi ise, 5.000 yılda başarılamadığı için, yitirilmiş bir şans ve hak durumuna geldi (bunun alternatifi de sürekli faşizm ve yıkım-kıyım değil elbette).

İşte o nedenle anarşist gelecekbilim, şimdilik savaşçı bir moment-yön-eğilim seçmek zorunda. Tarihteki 3 (Ukrayna, Mançurya, Katalonya) anarşist momentten aldığımız derslerle, anarşistlerin günah / zekat keçisi yapılmada birinci sırayı aldırıldığını ve tüm karşıtlarının ona karşı çabucak birleştiğini görüyoruz.

Çok şükür ki 10-100 milyon kişilik büyükkentler, tek tek bireylere tüm sistem tarafından avlanmama hakkı ve yeterince saklanma hacmi sağlıyor. Bu mekanlar ve zamanlar, epeyi ileri marjinal statülerde ama olsun. Zaten anarşistler, her zaman (hem mezar, hem bok çukuru anlamıyla) kubura layık görülegeldi.

Dolayısıyla Dünya’nın tüm anarşistleri, büyük olasılık zaten mülksüzsünüz, büyük olasılık zaten çoktan toplumdan kopmuş / ayrılmış durumdasınız, ‘Fahrenheit 451’deki gibi, her biriniz tek tek anarşizmin düşünce silahları olmada uzmanlaşın (artı silahsız savaşı öğrenin) ve birbirinizle iletişim kurabilecek disiplinlerarasılıkta da kalın, internet gibi ortamları da kullanın.

Gelecek bize verilmiyor. Tek yolumuz insansal duvarda bir delik açıp, eksodumuzu kendi tao’muzla eylemek. Tüm tao’lar şu yeranda işlevsiz ama zaten sonsuz olmayan tao, tao değildir zaten.

Gelecek veya ölüm bizleri bekliyor.

Hiç yorum yok: