Cuma, Mayıs 04, 2012

Holywood Anarşistleri Neden Öptü?


Yeni 2 filmin (J. Edgar ve Sherlock Holmes 2) ana konusu / tematiği anarşistler:



Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?

Çok ilginç bir tarihsel duble momentteyiz:

Bir: Neo-globalistler ve dünya sistemiciler birbirinden ayırtsızlaştı.

İki: Neo-liberaller ve anarşistler de birbirinden ayırtsızlaştı.

Tarh çökerken büyük devlet hegomonyaları da çöküyor. Bunun tamamına yakınını kendileri yaratmış durumdalar. Azıcık da, ‘Battle Royal 2’nin takdire şayan küçükleri.


Anarşistler herkesi korkutur, Marx’ı bile. Marksist bir yazar tarafından yazılmış ‘Marx ve Anarşistler’ kitabının gösterdiği üzere, marksiszm bile anarşizmin doğrularını tahrif ettmiştir ve ona karşı gerçek bir polemik oluşturamamıştır.

Asıl anarşistlerden daha sert nihilistler de vardı. İlginç bir biçimde nihilistler, ‘bırakınız tarih göçsün, bırakınız hep birlikte barbarlaşalım’ demediler, diyemediler. Onun yerine, gönüllü zekat keçisi gibi kendilerini feda ettiler yalnızca. E, ne de olsa Rus kanı. En azından o zamanki Rus kanı.

Tarihten ders alırsan tekerrür etmez. En azından, Beckett’in deyimiyle, ‘yine yenilirsin ama daha iyi yenilirsin’, benim deyimimle ‘tarihin deneyinde 100 denekten 80.-90.’sı olursun’. Sonuçta tarih her zaman limite varır ve ok hedefini vurur.

Yalnızca, insanlık denilen embesil yığın çok yavaş öğreniyor. 5.000 yıl ona yetmedi, 5.000 yıl daha gereksiniyor ve 1 trilyon embesil daha.

Holywood panikliyor, Yankiler panikliyor, büyükler panikliyor. Küçük anarşistler devreye girdi. Neo-liberalizm tüketim toplumu yaratacağım derken, yönetemeyeceği ‘muğlak anarşist 3-6 genç kuşağı’ yarattı. Evet. ‘yeni nesil, yeni seçim’ ama koka değil.

Ne olacak?

Hiçbirşey olmayacak.

Ne yapacağız?

Hiçbirşey yapmayacağız.

Düşmanımızın saçmalasını ve kitlenin ayıplarının, suçlarının, günahlarının bedelini ödemesini seyredeceğiz.

Tarihin çökmesi için, anarşistlere bile gerek kalmadı ve Holywood embesilleri bile buna aydı, yani Clint Eastwood Abi’miz gibiler...

Hoşgeldin kaos...

(4 Mayıs 2012)

Hiç yorum yok: