‘Hulk’ bir çizgiroman kahramanıdır. 5. sınıf gibi bir düzeydeki çizgiroman
kahramanıdır. Daha çok kötü yanın öne çıkmasıyla ilgili bir tiplemedir. İlk
yaratıcısı (Stan Lee) onu ‘Dr. Jekyll and Mr. Hide’ ve ‘Frankenstein’ karışımı
bir tipleme saymıştır.
Çizgiromanda diğer birçoğunun arasında yeni bir ‘trend’ daha var ve bu
çizgiromanda da ortaya çıkmış:
‘Stand-alone’ kompleksi olan, ‘alter-egolar’lı duruma getirilmiş
kahramanlar, birbiriyle tutarlı olmayan öykülerde, ‘limited series’ler olarak
(başı, ortası, sonu tam olan öykülerde) dile getiriliyor. İnanılmaz bir
estetiko-politiko yorumuna açık bir dizi ortaya çıkıyor.
Diğer bir deyişle tek bir çizgiroman, birbiriyle ilintisiz / episodik 10
parçadan oluşturulabiliyor ve bu da hem 10 bütün arasında, hem 10 parça
arasında yepyeni ‘karşılaştır-karşıtlaştır’ları mümkün kılıyor.
Hulk’ın da böyle 2 macerası var:
Bir: Hulk/Thing: Hard Knocks #1-4 (Kasım 2004 – Şubat 2005).
İki: Hulk Gezegeni (Planet Hulk).
Birincide iyi yan kötü yana yoga ile üstün geliyor.
İkincide iyi yan, kötü yana ölümcül bir kötülük yaparak, onu tüm güçlerinin
işlemediği yeni bir gezegene bırakıyor.
İkincide bir sahne var ki imgelem mi gerçek mi olduğu anlaşılamıyor:
Hulk tüm diğer süper kahramanlara girişiyor ama ne girişme...
Zaten ana-reel öyküde de ‘Gümüş Kayakçı’ ile önce kapışıyor, sonra
barışıyor.
Yeni yorumların momentleri bu:
Bir: Yeni bir iyi-kötü diyalektiği.
İki: Yeni bir çizgiroman öykülemesi.
Tabii asıl eksik şu:
Habire kurtarılan kitlenin süper kahramanlara karşı tutumları ki tüm
öykülerde süper kahramanlar kitleyi kurtarırken, onlarda epeyi telefat da
yaratır.
Hulk’ın ikinci öyküdeki durumu ise özelleşiyor:
Kendine saldıran herkesi öldürüyor, saldırılmadan saldırmıyor. Kimsenin
safını tutmuyor. Yani bu açıdan Hulk, en azından bu macerada bir kurtarıcı
değil, bir sağ kalıcı (survivor) ki bu da yeni bir yorum momenti.
Bu durum, süper kahramanların siyasete bulaştırılmaları melo-komikliği ile
özellikle karşılaştırılınca, daha ilerici (progresif) bir kültürel moment,
özellekle de gündelik yaşamın yorumunda. (Örneğin, Superman’in komünist olması
komik bile değildi.)
Dipnot:
Bir:
Çizgiromanın bir de 2010 yapımı çizgifilmi var:
Önce teknik açıklama:
İlk kez ‘Heman’de gördüğüm, ‘anime-Disney kırması’ embesil çizgileme formu,
buradaki çok ciddi politik öyküleme yorumunu silip götürmüş.
Sonra öyküsel açıklama:
Film, çizgiromandan nüanslı olarak, bir tür ‘nihilo/anarko-Dune’ öyküsüne
dönüştürülmüş. Çok ilgi çekici bir yorum olabilirdi ama doğrudan ergen ve çocuk
hedefli ürün olduğu için, ana serbest çağrışımlı yaratıcılığın neredeyse tümü
budanmış.
İki. ‘Hulk Gezegeni’ öyküsünün ön-hazırlık öyküsü, çizgiromana siyasal
yorum katılınca olacak rezilliklere çok iyi bir örnek:
“Kendilerini diğer kahramanlardan daha sorumlu ve yetkili gören ve ‘Illuminati’
adını veren bir grup (Reed Richards, Prof. X, Iron Man, Doc. Strange,
Submariner, Black Bolt) Marvel tarihinin en başından beri çok gizli toplantılar
yaparak, en karanlık anlarda tarihin gidişatını değiştirmek üzere devreye
girmektedirler. Bu gerçekler, Marvel okurlarınca ‘Civil War’un hemen öncesinde
keşfedilmişti. Bu grup, yaklaşık bir yıl önce ‘Bruce Banner / Hulk'u kandırmış
ve yörüngede, insanlığı kurtaracak küçük bir göreve göndermek bahanesiyle dış
uzaya yollamıştı. Amaç Hulk'u, onun kimseyi incitemeyeceği, hiç bir tehlikenin
de ona zarar veremeyeceği cennet gibi bir gezegene göndermek olsa da, bir
şeyler yanlış gitmiş ve yeşil dev bir savaş gezegeninde bulmuştu kendisini.
Burada gladyatörlükten imparatorluğa yükselmiş (Planet Hulk), ama kendisine
Illuminati tarafından kurulan hain (!) tuzağı da hiç bir zaman unutmamıştı.”
(Bu durumda, Hulk’ın o süper
kahramanları parçaladığı sahne de, kurgu da olsa, kurgu-kurgu da olsa,
ideolojik açıdan reel bir durumu imliyor. Yani süper kahramanlar gerçekten
birbiriyle savaşıyor.)
Süper kahramanlar arasında bile
bazıları daha eşittir. Daha çok eşitlerin yeri, dünya hegemonluğudur. Daha az
eşit olanların yeri, sürgündür veya cezaevidir.
Bu durumda kurtarılanların yeri, ancak toplama kampı olabilir.
Ancak bu, bir alter-ego yorumu değil, alter-ideoloji yorumudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder