Post-modernistler için, post-modernizm 1990’da, 2001’de ve 2011’de bitmedi, hep sürdü, hala da sürüyor.
Post-modernizm, epistemolojik muğlaklığa sığınır. Yani, kafa karıştırarak insanları kullanır. O zaman durum, 2 şık arasında 1 seçme-seçememe durumu değil, 1 seçici’nin seçme yeteneğinin ve karar verme düzeneklerinin hiç olmaması durumudur.
Post-modernizm ayrıca büyük söylemlerin ve ideolojilerin öldüğünü önesürer.
Oysa:
1945-1980 arasında 2 atom bombası ve uzaycılık büyük söylemi vardı. 2. Sanayileşme başlamıştı. 2. Sanayileşme’nin öncü altkltürlerinden olan, acaba geçmişte hiç ölümsüzlük kadar büyük söylem oldu mu?
1980-2015 arasında ise, kaptilatizmin nihai zaferi ve tarihin sonu ilan edildi.
Oysa:
% 99 hep vardı, gücü de yerindeydi. Asıl önemlisi, tarih henüz başlamamıştı ve başlamadı da... Başlayabilmesi için, dünyadaki herkesin 3 kuşaktır üniversite mezunu olması gerekli. Ayrıca bu, bir gerek koşul, yeter koşul değil.
2012-2015 arasında AB ve ABD çökecek. Hoş, dünya da çökecek, ayrı konu. Ancak post-modernizm, bu durumda hep yalan söylemiş, söylüyor ve söyleyecek olacak.
Kitle bu yalanları yedi. Uyruklaşan ktidar seçkinleri de, kendilerine söyledikleri yalanlara kendileri ikna oldu, hamamdaki deliler korosu gibi gürültü yaparak...
Sanırım, yeni ekonomik kriz dizileri, benim tanımlarım açısından, post-5/6-modern momentte yaratılmış olacak.
Tarihin bitmesinin gerçek anlamı, tarihin kendi üstüne çökmesidir ve bunun daha önce kezlerce büyük ve küçük ölçekli olarak yaşanmışlığıdır. Diğer bir deyişle, dünya sisteminin çözüldüğü dönemlerdir.
Örnek: Cengiz Han’ın tarihten sildiği 50 kentin 10’u bir daha hiç olmadı ve buna karşın Cengiz Han’ın torunları bugün hala çadırda yaşıyorlar.
Chandler’in tarihteki büyükkentler dizisinde eksik olan bir şey vardır: Bazan ortada büyükkentler kalmaz. Bugünkü 10-20 milyonluk Cakarta ve/ya Bombay, gerçek bir kıtlıkta, güneş görmüş kar gibi küçülür, hatta yok olur gider.
Tarihin içine girdiğimiz çöküş döneminin temel sorumlusu post-modernistler ama onlara karşı kitle olsun, entellektüeller olsun, asla yeterli direnişi gösteremedi. Tam tersine, iktidar seçkinleriyle işbirliğine girdiler. O yüzden, yaklaşan kıyımdan muaf veya azat olan kimse yok. Hep birlikte mezbahaya gidiyoruz.
Post-modernistlerin son yanılsaması, toplama kampında, zehirli gaz odasının kapısında, ölümü bekleyen Museviler’in hala olanlara inanmıyor oluşu gibi olacak. Yani % 1 kaçmayacak, çünkü kaçma intikalleri yok. Beyin bulanıklığını kendilerine de bulaştırdılar.
O zaman: Baş parmağımızı aşağıya çeviriyoruz: Domini ve dominusları öldür Spartacus.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder