Cumartesi, Kasım 24, 2012

AB Trajedisi Komedi Oldu


“1 trilyon euro düzeyindeki bütçe konusunda Brüksel’e derin görüş ayrılıklarıyla gelen birlik ülkeleri arasında, ciddi ve geleneksel çizgileri zorlayan kamplaşmalar yaşandı. Tüm çabalara rağmen üye ülkeler, pozisyonlarından taviz vermeyince, zirve herhangi bir anlaşma sağlanmadan sona erdirildi.

...

Zirveye katılan AB diplomatlarının ‘Komediyle trajedi arasında gidip gelen bir zirve oldu’ sözleriyle değerlendirdikleri toplantıdan sonuç çıkmaması, her şeyin bittiği anlamına gelmiyor.”


Öncelikle belirtelim ki her ikisi birarada olabilir ki zaten genelde ikisi biraradadır ama genelde biri öne çıkar ve baskın görünür.

Bu durumda asıl trajedi şöye oluşur:

Szabo’nun filmi ‘Venüs’le Şeyttirmek’te hicvedilen AB ülkelerinin kendi aralarındaki ve birbirlerine karşı olanki düşmanlıkları, 2. dünya Savaşı bitiminden beridirki 65 yıllık barışı sona erdirebilir. Bunun için yeterince mesnet mevcut.


Din ve mezhep ayrımı mevcut. Katolik engizisyonu mevcut. Ner büyük ülkede % 20 faşist oy mevcut, hem de onyıllardır mevcut. Bölünecek ülke aday adayı mevcut. Ekonomik kriz mevcut.

Faşizm-engizisyon birlikteliği aslında komedidir ama çabucak trajediye, yani katliama dönüşür. Ateşle barut ve benzinle kibrit reaksiyonundan bile daha çabuk.

Neden hala komedi?

Çünkü sırada, AB çözülmesinden sonra, ABD çözülmesi var.

Çünkü sırada ABD-AB çatışması var.

Bunların Rusya ile çatışması var (3 ikili).

Bunların Çin ile çatışması var (4 ikili).

Olay orjiye dönüyor yani.

Ya da:

Yerden göğe küp dizseler, alttakini çekseler, seyreyle gümbürtüyü, komedisi.

Tarih tangır tungur, gümbür gümbür çöktü bile çoktan.

Cesetler öldüklerine henüz aymadılar, toplama kampının zehirli gaz duşu kapısında kendi ölümüne aymayan Museviler gibi...

Peki, Türkiye bu resmin neresinde?

Bir ters, bir düz haroşo; bir kertenkele, bir kertilenkele.

Hep öyle olmadı mı zaten?

Bir Doğu, bir Batı; bir Kuzey, bir Güney (bu TV dizisi olan değil).

Hiç yorum yok: