Nedense, ticaretin barışçı bir şey olduğu sanılıyor.
Öyle mi?
Bu konuda en eğlenceli örneği Vikingler veriyor:
Yeni bir kavimle karşılaşınca, önce onlarla savaşıyorlar, onları yenemezlerse,
onlarla ticaret yapıyorlar: Bence adil bir yaklalışm.
Bilinen en eski ve en uzun ticaret rotası İpek Yolu. Neredeyse binyıllar
boyunca; soyan (haydut), soyulan (kervancı) ve koruyan (asker) olarak, acaba
kaç milyon kişi o yolda can verdi?
Ne için?
Birileri rektumunu ipek mendille silsin diye. (Lüks malların bazı kişiler
için, yemekten daha acil olduğunu biliyorum.)
Daha da abartlı bir örnek var:
Cezayir-Senegal arasındaki, 50-55 gün süren ve dünyanın en büyük ve en
acımasız çölünün (Büyük Sahra’nın) geçildiği ticaret rotası: Develerin yarısı
telef olurmuş o yolda.
Dünya’da / tarihte ne kadar oranda savaşta, savaşçıların veya atların
yarısı öldü ki?
Bu yol da binlerce yıldır varmış.
Tarihteki en büyük salgınlar, o çok ünlü Avrupa veba salgını da dahil olmak
üzere, hep ticaret yolları üzerinden yürümüş. Tüm tarihte salgın hastalıktan
ölüm oranı tüm nüfusun (100 milyar kişinin) dörtte biri imiş.
Hangi savaş 1 milyar kişi öldürdü ki?
Mahşerin 4 atlısı vardır:
Savaş, salgın, kıtlık ve ecel.
Diğerlerini açımladık. Bugün ticaret adına (turizm dahil), kaç ülkenin
halkları kıtlık çekmekte?
WHO ve FAO, biyoyakıta geçme nedeniyle birkaç milyar kişinin açlığa
sürüklendiğini çoktan açıkladı bile.
Kahve, kakao, tütün, vd doyurmayan bitki plantasyonları, doymak için
gerekli bitkiler üretilecek alanları doldurup, kaç milyon kişiyi açlığa
sürükledi acaba?
Nasıl ki savaşmayıp sevişmek, nüfus fazlalığı yaratıp, bizi darma duman
ediyorsa; savaşmayıp ticaret yapmak da, bizi darma duman etmekte.
Dipnot: Bu metin, tam da dünya global ticaretin kırılma noktasına gelip,
3-5 yıl içinde yarıya düşüp, milyonlarca kişiyi işsizlikten sokağa dökmek
üzereyken yazıldı. İşbu metnin yazarı, bunun tarihsel bilincinde, kaydını düştü
ve o seçeneği yeğliyor: Ticaret devesine
diken, ticaret insanına liken.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder