Ganimet savaşta alınır.
Kar, ticarette ve barışta alınır.
Çalıntı, talansal, yağmasal, ganimetsel mal, genelde onda veya beşte biri
fiyatına satılır ki genelde bu bir satıcıya satıştır ve ganimetçinin cebine
giren paradır, ondan sonrası başka karlar ve ticarettir.
Apple ise, 2’ye mal ettiği teknolojik ürünleri 10’a satıyormuş.
(Bu haberde maliyet, fiyatın % 26’sı olarak gösterilmiş. İşin içine
aksesuarlar ve hizmetler katılmamış.)
Sanki, kulağa bir şeyler yanlış geliyor, değil mi?
Daha komik durumlar da var:
İspanya, 1500’de Amerikalar’ı ilk yağmaladığında, tüm dünya ve İspanya da gümüşe boğulmuştu, bu sayede Osmanlı habire
devalüasyon görmüştü ve yavaş yavaş dünya hegemonyasını yitirmeye başlamıştı.
Ancak, İspanya da kısa sürede sürümden zarar etti. Sonra da, pek sevgili korsan
İngilizler (Kaptan Drake, vs) Kızılderililer’i soyan İspanyollar’ı soymaya
başladı. Daha 1650’de İspanya’nın zenginliği bitmişti.
Yani, bu işler karışık, hem de epeyi karışık..
Kalkıp da, mülkiyetin hırsızlık olduğunu önesürsek, taa hayvanlarda bile
mülkiyet ve artı hırsızlık var, uymaz.
Ancak söyleyeceğimiz şu:
Ticaret barışı, en az savaş katliamı ve ganimeti denli acımasızdır. Arada
da haraç gelir: Geçenden 1 akçe, geçmeyenden 2 akçe hesabınca; yani, işgal
edilenden 1 ganimet, işgal edilmeyenden 2 ganimet / haraç gibi olur.
Bu konuda Çin ilginç bir tarihsel gergef çizmiş:
Hep batısındaki halklarca haraca bağlanmış ama o da doğudaki halkları hep
haraca bağlamış. Muhtemelen bir ara hem haraç verir, hem alır olmuştur veya
dağınık bir ülke olduğu için, beyliklerinin bir bölümü dışarıdan haraç alırken,
bir bölümü de haraç vermiştir. Ayrıca, aynı o beylikler de kim kimi yenerse
hesabınca, aralarında haraçlaşmıştır.
Yani, anlayacağınız bu konular, orjiden hallice: Bir kere oyuna girdin mi,
ister savaş, ister ticaret, ne zaman öpeceğin, ne zaman öpüleceğin hiç belli olmaz.
En eğlenceli olanı; Osmanlı sadrazamlarının tayin edilince bir makam
kaftanı, bir de kefen diktirmesi ve herkesin de kalp çarpıntıları içinde, tayin
haberi beklemesi hesabınca; ne savaştan, ne de ticaretten kaçanı 5.000 yıllık
tarihte pek görmedik.
Ha, arada muz ve yağmur suyu ile savaşı unutup, ebedi barış içinde
yaşayanlar oluyor, onları da bir sonraki göçmen kuşak pişirip yiyor, yamyam
hesabınca (bakınız Polinezya adaları tarihi)...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder