Pazar, Kasım 25, 2012

Ganimet ve Ticaret


Ganimet savaşta alınır.

Kar, ticarette ve barışta alınır.

Çalıntı, talansal, yağmasal, ganimetsel mal, genelde onda veya beşte biri fiyatına satılır ki genelde bu bir satıcıya satıştır ve ganimetçinin cebine giren paradır, ondan sonrası başka karlar ve ticarettir.

Apple ise, 2’ye mal ettiği teknolojik ürünleri 10’a satıyormuş.


(Bu haberde maliyet, fiyatın % 26’sı olarak gösterilmiş. İşin içine aksesuarlar ve hizmetler katılmamış.)

Sanki, kulağa bir şeyler yanlış geliyor, değil mi?

Daha komik durumlar da var:

İspanya, 1500’de Amerikalar’ı ilk yağmaladığında, tüm dünya ve İspanya da  gümüşe boğulmuştu, bu sayede Osmanlı habire devalüasyon görmüştü ve yavaş yavaş dünya hegemonyasını yitirmeye başlamıştı. Ancak, İspanya da kısa sürede sürümden zarar etti. Sonra da, pek sevgili korsan İngilizler (Kaptan Drake, vs) Kızılderililer’i soyan İspanyollar’ı soymaya başladı. Daha 1650’de İspanya’nın zenginliği bitmişti.


Yani, bu işler karışık, hem de epeyi karışık..

Kalkıp da, mülkiyetin hırsızlık olduğunu önesürsek, taa hayvanlarda bile mülkiyet ve artı hırsızlık var, uymaz.

Ancak söyleyeceğimiz şu:

Ticaret barışı, en az savaş katliamı ve ganimeti denli acımasızdır. Arada da haraç gelir: Geçenden 1 akçe, geçmeyenden 2 akçe hesabınca; yani, işgal edilenden 1 ganimet, işgal edilmeyenden 2 ganimet / haraç gibi olur.

Bu konuda Çin ilginç bir tarihsel gergef çizmiş:

Hep batısındaki halklarca haraca bağlanmış ama o da doğudaki halkları hep haraca bağlamış. Muhtemelen bir ara hem haraç verir, hem alır olmuştur veya dağınık bir ülke olduğu için, beyliklerinin bir bölümü dışarıdan haraç alırken, bir bölümü de haraç vermiştir. Ayrıca, aynı o beylikler de kim kimi yenerse hesabınca, aralarında haraçlaşmıştır.

Yani, anlayacağınız bu konular, orjiden hallice: Bir kere oyuna girdin mi, ister savaş, ister ticaret, ne zaman öpeceğin, ne zaman öpüleceğin hiç belli olmaz.

En eğlenceli olanı; Osmanlı sadrazamlarının tayin edilince bir makam kaftanı, bir de kefen diktirmesi ve herkesin de kalp çarpıntıları içinde, tayin haberi beklemesi hesabınca; ne savaştan, ne de ticaretten kaçanı 5.000 yıllık tarihte pek görmedik.

Ha, arada muz ve yağmur suyu ile savaşı unutup, ebedi barış içinde yaşayanlar oluyor, onları da bir sonraki göçmen kuşak pişirip yiyor, yamyam hesabınca (bakınız Polinezya adaları tarihi)...

Hiç yorum yok: