Perşembe, Kasım 29, 2012

Hisar Nostaljisi




Son 35 küsur yıldır İstanbul’dayım.

Bunun 15 yılı Rumelihisarı’nda oturarak geçti, 20 yılı da Taksim civarında.

Bu 15 yılın ilk 10 yılında zaman duran zaman, mekan doğa mekan idi.

İlk yılımın baharında, geceler boyunca, erguvan kokuları içinde, sabahlara dek, Boğaz’da yankılanan vapur vuutlaması seslerini dinledim. Sahil’e inmişsem, Hisar burcunu aydınlatan aşırı turuncu gece ışıklandırmasında, martıların Aşiyan denizinde uyumasını seyrettim.

Orhan Veli gibiydi, Sait Faik gibiydi ama benim açımdan bakılınca, asla nostalji değildi; çünkü ben, hiçbir zaman geçmişe özlem duymadım, hep geleceğe özlem duydum ki öyle de öleceğim.

İnsanlar canımı hep acıtırlardı. Onlar beni antipatik bulurdu, bense onları acıtıcı.

1980’den önce solcular neden kitap okuduğumu sorarlardı, 1980’den sonra liboşlar / dönekler neden kitap okuduğumu sorarlardı.

Hisar sahili tam bir insanat bahçesiydi ve epeyi de bir hayvanat bahçesiydi. Açıkçası, bu kadar marjinali bir daha birarada görmedim. Keşi, alkoliği, delisi, vd hep biraradaydı. Genelde herkes birbiriyle kavga ederdi, hem de kafa göz yarmacasına...

E tabii, bu marjinaller yaşlandı, yoruldu, yaşam tarafından uyruklaştırıldı, nostaljifilik oldu. Dünya’nın dört bir tarafına dağıldı.

Şimdilerde Facebook’ta bir Hisar Sahil grubu var. 50+ yaş grubu insanları içeriyor çokça. Epeyisi inkitaları geçip, hakemin resmen şike yaptığı dönemlere girdiler. Yine de, her sene 3-5 tanemiz mezara gitmekte. Alkolik bir nüfus altkümesi içinde gördüğüm en yüksek 50 yaş civarı erkek ölümü bu kümedendir.

Kör ölür, badem gözlü olur. Eski Hisar sakinleri de nostajifilik olur tabii ki.

Yine de bu sahil, epeyi yazar ve epeyi ressam çıkardı, hakkını yememek gerek.

Yıllar boyunca, sahildeki o 10 metre kare, benim açımdan Yeryüzü’nde özgür olabildiğim tek alandı. Haa, orada da rahat bırakmazlardı ayrı konu. Cemaat duygusu ağır bastığından dolayı, 1980’den önce de, sonra da insanlar senin yalnız içmene izin vermezlerdi ki ben hep yalnız içerim, 40 yıla yakın süredir böyledir...

Son 10 yıldır AKP, tabii ki bu mekanın canına okudu, içkiyi yasakladı, bankları söktü, vb, vd... Sonra da bıktı herhalde, şimdilerde ortam gevşek ama kimse pek oralara gidemiyor, zamanları pek dolu çünkü. Onun yerine, Firuz Ağa’daki kavede ikamet eyliyorlar.

Hisar’ın ikinci köprüsü ve son birkaç yıldırki acımasız jentrifikasyonu, benim bir daha oralara dönmemi manen imkansız kıldı.

Olsun, bende ev duygusu hiç olmadı ki zaten...

Hiç yorum yok: