“ABD Başkanlık seçimlerini kaybeden Cumhuriyetçi aday Mitt Romney yanlıları
Obama Amerikasında yaşamak istemediklerini beyan etti. 100 bin Amerikalı
eyaletlerinin ülkeden ayrılması için dilekçe imzaladı.
...
ABD anayasasında eyaletlerin özerklik kazanmasını düzenleyen bir madde
içermiyor. Ama Beyazsaray 25 bin imza toplayan Teksas eyaleti'ndeki
Cumhuriyetçi'lerin dilekçesine yanıt vermek zorunda.
...
Bu, Abraham Lincoln'ün seçilmesinin ardından 1861-65 yılları arasında
yaşanan Amerikan iç savaşından beri ilk ayrılma talebi.”
Bu, er veya geç olur. 1789’dan beridir tarih geleneğidir. Halk gayet abuk
sabuk konularda limit % 50-50 ayrımına varır. Bu ayrılma inatlaşma olarak sürer
gider. Burada (arayüzde) çatlak oluşur, sonra da ülke attaa...
Bu ABD için 1968’den beridir mevcut, yani reel ücretlerin gerilemeye
başladığı yıldan beridir.
Ancak 2001’deki fiili tasfiyeden yalnızca 11 yıl sonra böyle bir olayın
gerçekleşmesi şaşırtıcı bir durum.
Bu reel bir bölünme başlangıcıdır ve sonucu ister 10, ister 100 yıl sonra
muhakkak oluşur.
2000’lerde bu ayrım, siyah bir başkan, eşcinsel evlilikleri gibi görünürde
ciddi ama aslında gayet gayrıciddi tartışma konuları üzerinden yürüdü ama asıl
konu ABD’nin savaşı sürdürüp sürdürmeyeceği idi ve bu konuda seçmenlerin oy
hakkı sıfır durumda. Yani, Obama’nın seçmenleri Arap Baharı’na filan oy
vermedi, barışa oy verdi.
Genelde büyük devletleri batıran şey, büyük devletlik takınaklarıdır ama bu
kez ABD’ye batıran şey, onu ilk kez parçalayan ve ilk kez reel emperyalist
yapan iç savaş durumu oldu (bunun Osmanlı’nın Fetret Devri’nden hemen sonra
İstanbul’u almasıyla başlangıçsal benzerliği var).
ABD’nin de ölü eyaletleri var ve ironik olan durum bunların en Yanki ABD’li
eyaletler olmaları: Orta-Batılılar. Ancak, ayrılık isteyen ilk eyaletler olan
Arkansas ve Kuzey Carolina bunlardan değil; ilki orta, diğeri doğu-orta
konumlu. Zaten orta-batı eyaletleri ekonomik olarak tek başlarına var
olamazlar.
Soğuk Savaş’ın bitiminden bu yana olup bitenler tarihin giderek
ivmelendiğini gösteriyor. Son 20 yıldır olanlar, tarihte geçmişte 200 yılda
olabildi bazan.
Böylelikle, 2030’a varmadan ABD’nin ve AB’nin fiilen var olmadığı tarihsel
momentler yaşayacağımız kesinleşti. Bizim de içinde olduğumuz bir grup
gelecekbilimcinin yeni orta çağ kestirimlerinin, bu denli açıkseçik ivmede
gerçekleşiyor olabilmesi de şaşırtıcı.
Gerçeğin çölüne hoşgeldiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder