Salı, Kasım 13, 2012

ABD Atta Gidiyor




“ABD Başkanlık seçimlerini kaybeden Cumhuriyetçi aday Mitt Romney yanlıları Obama Amerikasında yaşamak istemediklerini beyan etti. 100 bin Amerikalı eyaletlerinin ülkeden ayrılması için dilekçe imzaladı.

...

ABD anayasasında eyaletlerin özerklik kazanmasını düzenleyen bir madde içermiyor. Ama Beyazsaray 25 bin imza toplayan Teksas eyaleti'ndeki Cumhuriyetçi'lerin dilekçesine yanıt vermek zorunda.

...

Bu, Abraham Lincoln'ün seçilmesinin ardından 1861-65 yılları arasında yaşanan Amerikan iç savaşından beri ilk ayrılma talebi.”


Bu, er veya geç olur. 1789’dan beridir tarih geleneğidir. Halk gayet abuk sabuk konularda limit % 50-50 ayrımına varır. Bu ayrılma inatlaşma olarak sürer gider. Burada (arayüzde) çatlak oluşur, sonra da ülke attaa...

Bu ABD için 1968’den beridir mevcut, yani reel ücretlerin gerilemeye başladığı yıldan beridir.

Ancak 2001’deki fiili tasfiyeden yalnızca 11 yıl sonra böyle bir olayın gerçekleşmesi şaşırtıcı bir durum.

Bu reel bir bölünme başlangıcıdır ve sonucu ister 10, ister 100 yıl sonra muhakkak oluşur.

2000’lerde bu ayrım, siyah bir başkan, eşcinsel evlilikleri gibi görünürde ciddi ama aslında gayet gayrıciddi tartışma konuları üzerinden yürüdü ama asıl konu ABD’nin savaşı sürdürüp sürdürmeyeceği idi ve bu konuda seçmenlerin oy hakkı sıfır durumda. Yani, Obama’nın seçmenleri Arap Baharı’na filan oy vermedi, barışa oy verdi.

Genelde büyük devletleri batıran şey, büyük devletlik takınaklarıdır ama bu kez ABD’ye batıran şey, onu ilk kez parçalayan ve ilk kez reel emperyalist yapan iç savaş durumu oldu (bunun Osmanlı’nın Fetret Devri’nden hemen sonra İstanbul’u almasıyla başlangıçsal benzerliği var).

ABD’nin de ölü eyaletleri var ve ironik olan durum bunların en Yanki ABD’li eyaletler olmaları: Orta-Batılılar. Ancak, ayrılık isteyen ilk eyaletler olan Arkansas ve Kuzey Carolina bunlardan değil; ilki orta, diğeri doğu-orta konumlu. Zaten orta-batı eyaletleri ekonomik olarak tek başlarına var olamazlar.

Soğuk Savaş’ın bitiminden bu yana olup bitenler tarihin giderek ivmelendiğini gösteriyor. Son 20 yıldır olanlar, tarihte geçmişte 200 yılda olabildi bazan.

Böylelikle, 2030’a varmadan ABD’nin ve AB’nin fiilen var olmadığı tarihsel momentler yaşayacağımız kesinleşti. Bizim de içinde olduğumuz bir grup gelecekbilimcinin yeni orta çağ kestirimlerinin, bu denli açıkseçik ivmede gerçekleşiyor olabilmesi de şaşırtıcı.

Gerçeğin çölüne hoşgeldiniz.

Hiç yorum yok: