Karşılaştıralım ve karşıtlaştıralım (compare and contrast):
Bir: Tüm kültürel modlarda standart
biyografiler vardır. Bunlar; hem istatiksel olarak uzun vadede geçerli büyük
sayılar kuramının gereği, hem de toplumsal düzenin korunması için oluşturulan
kültürel evrimsel formatlarıdır. Ancak, bunların en verimli, en ergonomik veya en
optimum sonuçlar olduğu da pek söylenemz.
İki: Astandart nekrografiler, genelde
ödüllendirilen standart biyografilerin, cezalandırılan istatiksel kırınım
saçakları, bireysel isyanlar, vd, vb benzeri nedenlerle çevresinde oluşmuş
yaşam ve ölüm desenleridir.
Bir: Şu anda ve burada ağırlıklı
olarak geçerli olan 1. Sanayileşme kültürel modunun standart biyografi
desenlerine bakalım:
75 yıl yaşam beklentisi: 25 okul + 25 yıl mesai + 25 yıl emeklilik (= ve +)
Yılın üçte biri iş + yılın üçte biri boş zaman + yılın üçte biri uyku.
Toplum bu moda limitlendikten belli bir süre sonra, ondan sapmalar ve
örüntü bozulmaları oluşmaya da başladı. Çünkü; sömürenler bunu sömürdüklerine
çok gördüler ve sömürülenler de bunu çoğunluk kendileri için yetersiz buldular.
Artı, bu makro kategorik dağılımların kendi iç Brown devinimleri de var.
İki: Onların astandart nekrografi
dağılımlarına bakalım: Marjinaller, ayrallar (deviant), keşler; alkolikler,
depresyonistler, etnik ve dinsel azınlıklar, eşcinseller, atesitler,
çocuksuzlar, bekarlar. Burada en önemli nokta, hem toplumun iç dinamiklerinin
gevşemesi / yorulması, hem de bu azınlıkların mücadelesi sonucunda ortaya çıktı
ki tüm astandartlar toplumun yarı nüfusunun üzerinde ama yine de egemenlik
standartlarda ve normal faşistilerde.
Burada ilginç olan durum, astandartların da birbiriyle pek geçinememesi;
yani eşcinsellerin atesitlere veya dinsel azınlıklara hoşgörü ile yaklaştığı
pek gözlenmemş. Üstelik bu konunun dışa vurulan biçimi ki bir de dışa
vurulmayan ve tutum-davranış ayrımının tutumun aşırı sert olmasından yanaki
dengesizliği nedeniyle, tüm azınlıklar
ve çoğunluklar arasında bir iç savaş mevcut. Aslına bakılırsa, tarihi de
göçerten bu durum, çünkü egemenler bunu ne görebiliyor ve ne de aslında bunu
yönetebilir durumda.
Bu durumda en çok kazanan anarşist yaklaşımlar
oluyor, yani devletin çözülmesi’ciler. Espri şu ki bunlar da birbiriyle savaş
halinde ve bu da devletçilerin elini güçlendiriyor, yoksa devletler tarihte çok
daha hızlı göçerdi.
Genel: Bu palet / yelpaze çok geniş.
Öyle ki tüm kültürü, tarihi ve panoramayı kaplıyor durumda. Bu kavramsal
çerçevenin böyleliği, uzmanlar tarafından parça parça yazılmış durumda ama
onları tek bir panoramaya birleştirmek,
bir disiplinlerarasıcının / çokdisiplinlinin işi olmakta.
Şimdi soru şu: Burada bir çözüm
var mı?
Yanıtlar şunlar:
Bir çözüm gerekli mi?
Birarada yaşamak, bir yalan söylemdir (gözlemsel durum, ideolojik durum
değil).
Eğer, tarihte Orta Çağ’ları hep düzen ve rönesansları hep çatışma
yaratmışsa, çocuk büyüyene, yani insanlık kalıcı tarihsel bilgiler oluşturuna
dek, deveye diken, insana liken daha
iyi gibi.
İşbu metnin yazarı, bir Oğuz Atay’sal
resim çizdi ve içine kendini de yerleştirdi ve (bir astandart nekrografi
olarak) resmetti. Bu durumda okur, kendini bu resimde nerede görmekte acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder