Perşembe, Ağustos 02, 2018

Bilge Karasu ve Abazalık




Kendisi şöyle bir şey yazmış:
"Aklı bilmem neresinde olmanın yüceltici yanı yoksa, küçültücü yanı da olmamalı. Bir olgu bu. Beğenilmek gerekmez. Ama aklı bilmem neresinde olduğu hâlde kendini yadsıyan, başkasını da böyle olduğundan ötürü kınayan, en azından yalancıdır. Aklı bilmem neresinde olmayana zaten sözümüz yok. Onların da bize sözü olmaması daha yerinde bir iş gibime gelir." (Bilge Karasu, "Özel Günlük" - Öteki Metinler, s. 92. Yayıma Hazırlayan: Füsun Akatlı)
Ben de buna karşılık şöyle bir şey yazdım:
“Aklıma hemen, Leyla Erbil'in 'Kalan'ındaki '2 Sosyalist Erkek Eleştirmen'i geldi. Bir de, Sevgi Soysal'ın erkeklerine ihanetleri. Erbil de, 3 erkek yazarı şeyiyle birbirine tokuşturmuştur. Karasu, frijidler safındaymış gibi yazmış.”
‘Türk Edebiyatı’nda (eşcinsel olmayan) frijid erkek yazarlar’ konusu ilginç bir konu. Çünkü, yazınımızda yazar-yazar-eleştirmen ilişkileri epeyi laçka gidegelmiş ve bunun kaydı da açıkça tutulmamış, konu hasıralatı edilmiş. Ancak, her konuda olduğu üzere sözlü dedikodu kültürü 90 yl önce olup bitmiş (eğer öyleyse tabii) olayların bile, günümüzde hala konuşuluyor olmasını sağlamış.
Karasu ise bu konuda, Haldun Taner’in arada mesafe bırakan kibarlığının yerine, mesafeli, titiz, hassas bir erkeklik / ketumluk benimsemiş gibi görünüyor.
Burada bir sorun var:
‘lağım’a ‘lağım’ demek ayrı, herşeye ‘lağım’ demek ayrı. İkincisi biraz farklı bizce ve Karasu da bu grupta gibi. Durumu lağım bulmuş ama tam da tümüyle kendini yalıtamamış durumdan gibi.
(2 Ağustos 2018)

Hiç yorum yok: