Bu kadar
eksik ve yanlış bilgi silsilesi zor bulunur:
“Emperyalizme
karşı mücadeleyi 1838'deki İngiliz Ticaret Sözleşmesi'nden beri yapıyoruz.
Bugün tarihsel süreç, Erdoğan'ı safımıza getirdi ise, “sen gelme” mi diyelim;
tekrar emperyalizmin kucağına mı itekleyelim?”
Emperyazilme
karşı mücadele:
1838’de
Tanzimat Fermanı vardı. O emperyalizme teslimiyettir mücadele başlangıcı değil.
Her
ikisinden önce de kapitülasyonlar var:
“Osmanlı
döneminde ilk kez Fatih Sultan Mehmet tarafından Venedik Devleti'ne İstanbul'da
elçi bulundurma hakkı verilerek siyasi kapitülasyon verilmiştir.”
Ayrıca,
zaten Osmanlı’nın kendisi de emperyalist, pardon fetihçi bir devletti.
Erdoğan’ın
safı:
Bilader,
sen onunla aynı safta olmaktan rahatsız olmuyorsan, bunun anlamı bellidir.
“Çin'den
Rusya'ya- İran'dan, Irak'a- Güney Afrika'dan Venezüella'ya yakınlaşmasını
görmezlikten mi gelelim?”
Çin de
emperyalist (en azından artık), Rusya da… 1. Dünya ülkeleri ile, 3.-4. Dünya
ülkelerinin adını aynı satırda anmak, sömürgeci ile sömürüleni aynı kefeye
koymaktır.
Bizce
Yalçın, gecikmeli olarak direksiyonu kırıyor. Sözcü’nün ana çizgisi ve bazı
yazarları da öyle…
(16 Ağustos 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder