Cumartesi, Ağustos 04, 2018

Suriye’deki Çin


Yıllar önce, 1980 gibi bir zamanda Orta Amerika’daki çatışmalarda hem Mossad’lı, hem de FKÖ elemanların savaştığını okuduğumda epeyi şaşırmıştım.
Sonra, İspanya İç Savaşı’nda büyük devletlerin silah denediğini, Dünya’nın onlarca ülkesinden savaşmaya gelenler olduğunu öğrendik.
Şimdi de Çin Suriye’de:
“Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Ortadoğu Medya Araştırma Enstitüsü'nden edindiği bilgi doğrultusunda Çin’in Şam’daki büyükelçisi Qi Qianjin'in, Esad rejimine başvurup İdlib’in geri alınması savaşına “bir şekilde” katılmak istediklerini bildirdiğini yazdı. Katılmak istemelerinin  sebebini “ İdlib’de rejime karşı savaşan Uygur cihatçılar var...” diyerek açıklayan Özkök, "Ama bu haber doğruysa sınırımızda işler iyice karmaşık hale geliyor demektir. Yani Amerika ile papaz olduğumuz bir dönemde, inşallah İdlib’de de Uygurlar yüzünden bir Çin sorunu ile karşı karşıya kalmayız"dedi.”
Bu Suriye’deki Uygurlar konusu da şöyle:
Fehim Taştekin alıntısı, 10 Ağustos 2017:
“Çin’in terörist örgüt saydığı Doğu Türkistan İslami Hareketi'nin öncülüğündeki Uygurların Türkiye üzerinden Suriye'deki savaşa katılması Türkiye-Çin ilişkilerini de germişti. Pekin, Uygurlar’ın Suriye’ye geçişinden dolayı Türkiye yönetimini suçlarken, Çin’den kaçan bazı Uygurlar, sahte Türk pasaportuyla yakalanmıştı. Suriye sahnesinde Türkiye sınırlarından beslenen İslamcı örgütler arasında ayrışma yaşanırken Uygurlar da El Kaide bağlantılı Nusra Cephesi’nin başını çektiği Heyet Tahrir El Şam’a katılarak Ankara'yı ters köşeye yatırmıştı.”
Türkiye Ağustos 2018 momentiyle bu kuvveti Hatay’ın doğu sınırında tampon bölgeye yerleştirmeyi düşündüğünü daha önce açıklamımtı.
Suriye böyle. Gelelim Çin’e:
Çin, birkaç bin yıllık tarihinde batıya doğru en çok Afganistan’a gelmişti.
Yıl 1999-2000 gibi, Türkiye’ye Hazar’ın doğusu Çin, batısı Türikye olarak komşu olduklarını söyledi.
2015 gibi, Ukrayna’dan alıp uçak gemisi yaptığı Varyag’la Doğu Aknediz’de göründü.
En son da, uluslararası siyasette daha aktif olmaya karar verdi:
“Xi göreve gelir gelmez pro-aktif bir dış politika benimsedi. Batı’da Çin’in benimsemiş olduğu agresif dış politika büyük bir heyecan yarattı.”
Çin ve Türkiye, hem komşu, hem rakip durumda yani ki bu hep böyleydi zaten.
Stratejik araştırma enstitüleri arasında, sağ ve sol olanlar dahil, bu konuda bilgi ve derinlik sahibi hiç kimse yok.
Oysa bu yeni durum, Çin’ce de risk’in hem fırsat, hem de tehlike ideogramlarıyla yazılması gibi bir durum.
Türkiye, bunu da ıskalar bizce. 2000 teklifini ıskalamıştı zaten.
(4 Ağustos 2018)

Hiç yorum yok: