Şempanzelerde
politik davranış gözlemleri:
1. Dostlarınızı
yakın, düşmanlarınızı daha yakın tutun:
Şempanze
siyaseti sürekli değişen bir ittifaklar
ağından oluşur. En tepeye çıkmak için arkadaşlarınıza sırtınızı dönmeye ve
düşmanlarınızı kucaklamaya hazır olmalısınız.
2. İttifaklarınızı
kurarken güçlü birini değil zayıf birini seçin:
Şempanzeler
"yenmek için gerekli olan minimal güçte" ittifaklar kurmaya yatkın.
(İlginçtir
ama bu, insan türünde yok: İnsan türünde, diyelim 5 düşman varsa, ardarda tüm
kombinasyondaki ittifaklar ve savaşlar yaşanagelmiş. Yani: Dene-yanıl durumu.)
3. Korku
duyulan biri olmak iyidir ama sevilen biri olmak daha iyidir:
Şempanze
liderleri arasında korku saçıp güçle yönetmeyi tercih edenler de var, ama bu
tip liderler genelde çok geçmeden devrilir.
4. Sevilmek
iyidir ama kaynak dağıtmak daha iyidir:
En uzun
süre iktidarda kalan liderler kaynakları ele geçirerek onları destek satın
almak için kullananlardır.
(Tuhaftır
ama bu da, insan türünde yanlış uygulanır, yani uygun yerde ve zamanda
kullanılmaz. Bu 2 benzemez durumdan çıkarılacak sonuç, insan türünün
hecinslerinin politik durumunu algılamaya az yatkın olduğu.)
5. Dış
tehditler desteği artırabilir:
Dış
tehditlerle karşılaştıklarında primatlar birbirlerine daha çok bağlanır ve
kendi aralarındaki çekişmeleri unuturlar.
(Bu
maddenin açıklamasında, 11 Eylül olaylarının ardından ABD toplumunun
kenetlendiği yazılmış ama bu geçersiz. Çünkü olan şu: Savaşçı-şahin
uluslararası ticaretçiler saldırıyı kendi açılarından kullandılar, 17 yıl sonra
ise barışçı-güvercin, içekapalı ekonomici, ABD korumacı güçler kazandı. Yani,
bir de politik tarihi doğru okumaü sorunu var.)
+
Yorumlamalar:
Biz, hep
bunun böyle olduğunu savunageldik,
Ancak,
ek bir şey daha savunageldik:
İnsan
türü, var olan tüm primat sistemlerindeki aile yapılarını aynı anda ve aynı
yerde gösteren bir tür. Bu; en iri erkek gorilin en üst düzeyde olduğu, en çok
çocuklu anne-dişinin en üst düzeyde olduğu, genç-bekar erkeklerin en altta
olduğu yapıların hepsinin kimi birarada ve içiçe insan türünde oluşmuşluğu
demek.
Biyopolitik
için de böyle olsa gerekir diye düşünüyoruz. Örneğin, bu örnekleme
şempanzelerden, bonobolarsa son 1 milyon yılda onlardan ayrılarak evrimlemiş
birtür, daha barışçı, oysa şempanzelerde tür öldürme ve yamyamlık da var.
Tarihte
bilindik bir öykü var:
En
başrışçı insan toplumlarından biri olan Pasifik yerlilerininin bir bölümü
Polinezya’ya yerleşir ve barışçı bir toplum kurar. Aradan zaman geçer, onların
akrabaları ikinci kuşak olarak aynı adalara göçer ve eski atalarını pişirip
yer.
Tarihteki
ve tarihöncesindeki aynı mekan kökenli göçleri izlediğimizde benzeri sonuçlar
gözlüyoruz:
Türkler’in
bir bölümü yerleşik yaşama geçip, çinlileşip, barışçımaşırken, aynı kabilenin
diğer bir bölümü göçerliğe, barbarlığa, talana devam etmiş, hem de yüzyıllarca
daha.
Genel
olarak şunlar şu rahatça söylenebilir:
İnsan
türü; barışı da, sömürümüzlüğü de biliyor ama uygulamıyor, uygulayamıyor değil.
İnsan
türü, devletsiz yaşayamayacak aşamaya kültürelce evrilememiş durumda.
İnsan
türünün tamına yakını, sürüsel bir davranışla hala çoban-politikacı tipine gereksinim
duyuyor. Ya da başka bir deyişle: gönüllü kölelik evrimle ortadan
kalkamadı.
Homo
Posterus; bireyci, otonom-komüncü novum-mutant davranışları Homo Sapiens’ten
henüz devralmadı. İlk uzay devleti Asgardia, bunun böyle olduğunu imledi.
(23 Ağustos 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder