Çarşamba, Ağustos 22, 2018

Gladbeck Banka Soygunu, Medya, Polis, Felaket Yönetimi


Olay şuymuş:
“30 yıl önce, Batı Almanya başarısız bir soygun girişimiyle başlayıp, 54 saat sonra otoyoldaki bir çatışmayla sona eren rehine krizi…
16 Ağustos 1988'de Degowski ve suç ortağı Hans-Jürgen Rösner, Deutshce Bank'ın, dönemin Batı Almanyası'nda Ruhr bölgesinde bulunan Gladbeck'teki şubesine zorla girdi. İkili banka çalışanlarını silahlarıyla tehdit etti. Henüz hiç müşteri yoktu, çünkü banka şubesi daha açılmamıştı. Ama polis dakikalar içinde olay yerine geldi.
Neredeyse bütün gün süren müzakerelerin ardından polis, iki adamın bir araç ve nakit 300 bin Alman Markı'yla gitmesini kabul etti. İki banka çalışanını rehin alan ikili, araçla gecenin karanlığına karıştı.
Degowski ve Rösner, Bremen'de araç kiralamaya çalışıp başaramayınca, 30'dan fazla yolcusu bulunan bir otobüsü rehin aldılar.
Degowski ve Rösner, Bremen'de araç kiralamaya çalışıp başaramayınca, 30'dan fazla yolcusu bulunan bir otobüsü rehin aldılar.
… Rösner'in kız arkadaşı Marion Löblich tuvalete gitti.
Polis burada ölümcül bir hata yaptı. Tuvaletten çıkarken Löblich'in kız arkadaşını gözaltına aldılar. Löblich'in dönmediğini fark eden Degowski ültimatom verdi: Ya beş dakika içinde geri gelecek ya da beş dakika içinde bir rehineyi vuracaklardı. Polis, beş dakikalık sürede Löblich'i serbest bırakamadı ve 15 yaşındaki rehine Emanuele di Gieorgi başından vuruldu. Kan kaybından öldü.
Kaçaklar otobüsü terk edip, Alman polisinin verdiği bir BMW'ye geçtiler. Yanlarına 2 yolcuyu rehine olarak almışlardı: 18 yaşındaki Silke Bischoff ve arkadaşı Ines Voitle. Sabah 7'den sonra tekrar Batı Almanya'ya geçtiler.
Röbel, "Rösner ve Degowski'nin psikolojisi çökmek üzereydi, durumun ne kadar tehlikeli bir hale geldiğini görebiliyordum" diyor.
Görüntülerden de Rösner'in telaşlı olduğu görülüyor. Arabadan dışarı çıkıyor ve her iki eliyle tuttuğu silahını kalabalığa doğrultuyor.

Röbel, "Daha sonra bana otobana en çabuk yoldan nasıl çıkabileceğini sordu. 'Buradan hemen çıkmalıyız. Arkadaşım kendini tamamen kaybetmek kaybetmek üzere' dedi" sözleriyle anlatıyor olanları.
Röbel yolu tarif etmeye başladı ama Rösner sabırsızdı.
"Niye binip bize yolu göstermiyorsun?"
Sonunda saldırma emri alan polis, yandan çarparak BMW'yi durdurdu. Çatışma çıktı. Her şey olup bittiğinde Rösner ve Degowski, kelepçelenmiş ve yüzleri asfalta bastırılmış şekilde görüldü. Marion Löblich de yakalandı.
Ines Voitle arabadan yol kenardaki hendeğe atlayarak kurtuldu.
Ama Silke Bischoff için yapacak bir şey yoktu. Rösner'in silahından çıkan mermiyle göğsünden vuruldu ve olay yerinde öldü.”
Tam bir naklen ölüm durumu.
Polis, eksilerden eksi beğen durumda.
Başroldeki gazeteciye hem çok eksi, hem de çok artı puan var.
Basın kaput. İşin cılkını çıkarmışlar. Buna şimdilerde, ‘basın etiğinin buharlaşması’ diyorlar.
En büyük kaybedenler, ölü 2 rehine.
Soyguncular hala sağ ve 1’i yeni, 1’i daha önce hapisten çıkmış.
“Hapisten çıktığında yeni bir kimlik verilen Dieter Degowski'nin nerede yaşadığı bilinmiyor. Marion Löblich dokuz yıl hapis cezasının altısını yattı. Hans Jürgen Rösner ise hala hapiste.”
Felaket yönetimi açısından:
Yapılması gereken hemen hiçbirşey yapılmamış, yapılmaması gereken hemen herşey yapılmış.
Basın işe hiç sokulmamalıydı ya da kendi girmemeliydi.
Polis, son adımda arabaya saldırmamalıydı.
Tek gazetecinin durumu ise hep muğlak kalacak, çünkü bazı şeyleri bir tek o yaşadı, naklen bilgi yok.
Dipnot:
Konuyla ilgili kurmaca film de şu:
(21 Ağustos 2018)

Hiç yorum yok: