Olay
şuymuş:
“30 yıl
önce, Batı Almanya başarısız bir soygun girişimiyle başlayıp, 54 saat sonra
otoyoldaki bir çatışmayla sona eren rehine krizi…
…
16
Ağustos 1988'de Degowski ve suç ortağı Hans-Jürgen Rösner, Deutshce Bank'ın,
dönemin Batı Almanyası'nda Ruhr bölgesinde bulunan Gladbeck'teki şubesine zorla
girdi. İkili banka çalışanlarını silahlarıyla tehdit etti. Henüz hiç müşteri
yoktu, çünkü banka şubesi daha açılmamıştı. Ama polis dakikalar içinde olay
yerine geldi.
Neredeyse
bütün gün süren müzakerelerin ardından polis, iki adamın bir araç ve nakit 300
bin Alman Markı'yla gitmesini kabul etti. İki banka çalışanını rehin alan
ikili, araçla gecenin karanlığına karıştı.
…
Degowski
ve Rösner, Bremen'de araç kiralamaya çalışıp başaramayınca, 30'dan fazla yolcusu
bulunan bir otobüsü rehin aldılar.
…
Degowski
ve Rösner, Bremen'de araç kiralamaya çalışıp başaramayınca, 30'dan fazla
yolcusu bulunan bir otobüsü rehin aldılar.
…
… Rösner'in
kız arkadaşı Marion Löblich tuvalete gitti.
Polis
burada ölümcül bir hata yaptı. Tuvaletten çıkarken Löblich'in kız arkadaşını
gözaltına aldılar. Löblich'in dönmediğini fark eden Degowski ültimatom verdi:
Ya beş dakika içinde geri gelecek ya da beş dakika içinde bir rehineyi
vuracaklardı. Polis, beş dakikalık sürede Löblich'i serbest bırakamadı ve 15
yaşındaki rehine Emanuele di Gieorgi başından vuruldu. Kan kaybından öldü.
…
Kaçaklar
otobüsü terk edip, Alman polisinin verdiği bir BMW'ye geçtiler. Yanlarına 2 yolcuyu
rehine olarak almışlardı: 18 yaşındaki Silke Bischoff ve arkadaşı Ines Voitle.
Sabah 7'den sonra tekrar Batı Almanya'ya geçtiler.
…
Röbel,
"Rösner ve Degowski'nin psikolojisi çökmek üzereydi, durumun ne kadar
tehlikeli bir hale geldiğini görebiliyordum" diyor.
Görüntülerden
de Rösner'in telaşlı olduğu görülüyor. Arabadan dışarı çıkıyor ve her iki
eliyle tuttuğu silahını kalabalığa doğrultuyor.
Röbel,
"Daha sonra bana otobana en çabuk yoldan nasıl çıkabileceğini sordu.
'Buradan hemen çıkmalıyız. Arkadaşım kendini tamamen kaybetmek kaybetmek üzere'
dedi" sözleriyle anlatıyor olanları.
Röbel
yolu tarif etmeye başladı ama Rösner sabırsızdı.
"Niye
binip bize yolu göstermiyorsun?"
…
Sonunda
saldırma emri alan polis, yandan çarparak BMW'yi durdurdu. Çatışma çıktı. Her
şey olup bittiğinde Rösner ve Degowski, kelepçelenmiş ve yüzleri asfalta
bastırılmış şekilde görüldü. Marion Löblich de yakalandı.
Ines
Voitle arabadan yol kenardaki hendeğe atlayarak kurtuldu.
Ama
Silke Bischoff için yapacak bir şey yoktu. Rösner'in silahından çıkan mermiyle
göğsünden vuruldu ve olay yerinde öldü.”
Tam bir
naklen ölüm durumu.
Polis,
eksilerden eksi beğen durumda.
Başroldeki
gazeteciye hem çok eksi, hem de çok artı puan var.
Basın
kaput. İşin cılkını çıkarmışlar. Buna şimdilerde, ‘basın etiğinin buharlaşması’
diyorlar.
En büyük
kaybedenler, ölü 2 rehine.
Soyguncular
hala sağ ve 1’i yeni, 1’i daha önce hapisten çıkmış.
“Hapisten
çıktığında yeni bir kimlik verilen Dieter Degowski'nin nerede yaşadığı
bilinmiyor. Marion Löblich dokuz yıl hapis cezasının altısını yattı. Hans
Jürgen Rösner ise hala hapiste.”
Felaket
yönetimi açısından:
Yapılması
gereken hemen hiçbirşey yapılmamış, yapılmaması gereken hemen herşey yapılmış.
Basın
işe hiç sokulmamalıydı ya da kendi girmemeliydi.
Polis,
son adımda arabaya saldırmamalıydı.
Tek gazetecinin
durumu ise hep muğlak kalacak, çünkü bazı şeyleri bir tek o yaşadı, naklen
bilgi yok.
Dipnot:
Konuyla
ilgili kurmaca film de şu:
(21 Ağustos 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder