Beni
güldüren bir dolaylı itiraf:
“Bilim,
belli bir gerçeklik alanı üzerine kurulu bir dildir. Felsefe, bilim dilleri
üzerinde çalışır. Onun da üstünde mantık vardır. İşte, şiirin konusu, mantık
dilini kurcalamak, eleştirmek ve yeniden yaratmaktır. Mantığın ‘ne doğru ne
yanlış’ıdır şiir.”
Dolaylı
itiraf ve meali:
Şiri
mantığın yamuk halidir.
Tuhaf
olan şey, bunu 1986’da yazmışlığım.
Bu
cümleyi Melih Cevdet’ten ummazdım açıkçası…
Artı:
Felsefe,
bilim veya bilim dalı üzerinde çalışan
disiplin olamayalı 2 bin 500 yıl oldu.
Mantığı
kuran Aristo’nun şiir ve şairler hakkındaki düşünceleri ve yazdıkları belli.
Anday, onları yok saymış ve pas geçmiş, anmamış yani.
En son
da:
Şiir
mantığı değil, mantık şiiri kurcalar, bozar, takar, söker, yeniden kurar.
Şiirin dilini mantıkla kurcalamazsan, 2. Yeni, graffiti / fanzin /
rep güfteleri / Ot-Kafa dergileri çizgisi ortaya çıkar, yani şiirin dilini
mantıksızca kurcalar durursun, permütasyon tuttu tuttu, ne ala, tutmadı,
Mualla. Yok öyle, şiire, yazına, edebiyata uysa da kodum, uymasa da kodum.
(23 Ağustos 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder