Kötülerin
sevdiğim yanı; kazanmayı sevdikleri için, oyunun
kurallarını bozabilmeleridir. Yanısıra hile, savaşın resmi kitabında (Savaş
Sanatı’nda) yer alsa bile, nedense kötüler, bu şıkkı iyilerden daha çok, daha kolayca
ve daha iyi kullanabiliyor. Ve dolayısıyla da, hep kötüler kazanıyor.
İnsan
oyunlarından futbolda da, kötülük için oyunun kurallarını bozmak babında, bir
ara saha boyutlarıyla oynanırdı, çünkü o zamanlar saha boyutları biraz esnekti.
Geniş sahada oynamaya alışkın olan deplasman takımlarına daha dar saha, dar
sahada oynamaya alışkın olan deplasman takımlarına daha geniş saha verilirdi
evsahibi olarak.
+
İşte bu
minval üzere, oyunun kuralları epeyi zorlanıyor bu bölümde:
Dizinin
bu bölümünde Şeytan, şeytansı tetikçi ile anlaşıyor.
Başroldeki
hanım, düşmanı kadının düşmanı olan aslen kendi düşmanı olan kadınla anlaşıyor.
Bu hanım, ailesinden gelen, iyi-kötü arasında hep kötüyü seçen bir lanet
taşıdığını düşünüyor. Karışlaştığı ve cennetten kaçmış Tanrı ise, özgür
iradeden dem vuruyor. Oysa biz buna kısaca, ‘aynı hatayı kezlerce salakça yinelemek’
diyoruz.
İyi-kötü
arasında bolca salınan Vaiz, vampir arkadaşının yaşamını kurtarmak için, onu
doğrayıp, parçalara bölüp, uzak bir yerlere postalıyor. O da koliden kaçıp geri
dönüyor.
En
önemlisi ise:
En-en-iyi Tanrı, insan türünü sınava tabi
tutuyor, sanki daha önce de yine sınava tabi tutup, Sodom-Gomor’da olduğu
üzere, yanılmamış gibi.
+
Çıkarsamalar
ve yorumlamalar:
Zor
oyunu bozar, gibi.
Kötü, oyunu bozar.
Bu
bölümün anafikri buydu.
Ancak
tüm kötüler oyunun kurallarını bozunca, oyun da uçup giediyor tabii.
Yine
ancak:
Ender
bazı bunun benzeri durumlarda, tek tahtalı satrançtan 2 tahtalı satranca oyun
geçişi gibi, oyuniçi kural kaymaları ve değişiklikleri olabiliyor. Tarihin
bükülme dönemlerinde bu oluyor.
O
nedenle, tarihin bu bükülme (çıkıştan
ineşe geçiş) döneminde, politiko-estetik ve estetiko-politik olarak,
popüler kültür ürünlerindeki öykülerde de bunun yaşanması ve özellikle de
‘iyi-kötü’, ‘Tanrı-Şeytan’, ‘kötü süper kahraman - iyi süper kahraman –
Tanrılar’ üzerinden olması.
+
Çıkış:
Dizi,
çizgiromandan yapıldığı için, öykünün sonu baştan belli: En-en-iyi ölüyor.
Buradaki
anlatı becerisi, ‘Taht Oyunları’ denli kalabalık bir kahraman ve karşı-kahraman
listesiyle, öyküyü dağıtmadan sonuna kadar taşımak. Üstüne bir de sonrasında,
ek ve spin-off ürünler yaratmak.
Bir de, kazanmayı hak eden kötünün kazanması
yönünde, öyküsel dürüstlük.
Bu;
Hollywood’sal çizgideki dizi, çizgifilm dizi, film, çizgifilm, çizgiroman
olarakki, çapraz medyasal ürünler toplamında ilk kez olmuş bildiğim kadarıyla.
(23 Ağustos 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder