Yazar
Charles Bukowski’nin bir sözü vardır:
“Sertleşmiş
penisin veya ıslanmış vajinanın vicdanı yoktur.”
İngilizce
‘vicdan’ ve ‘bilinç’ sözcükleri aynı etimolojik kökenlidir.
Vicdanı
ve bilinci yoksa, süperegosu da yoktur, yani.
Bizim
1960-1980 arasıki Türk yazarları ise, bu konuda püriten ve cimri olmak isteyip,
oldukça müsrif davranan türden bir ikilem içinde olagelmişler.
Sabri
Ülgener, batan devletlerin insanlarında, siyasette ve ekonomide, ya israfın, ya
da cimriliğin aşırı arttığını vurgular ama bizce barışsal ve normal zamanlarda
da bu böyledir. İnsanların çoğu iki uçta yer alır yani.
Yani
insanlar; düz, monoheteroseksüel ilişkiler kurmayı bir türlü beceremezler.
Çünkü, ergenliklerinde ve gençliklerinde doğal yollardan seksi yaşayamayıp,
kültürel ve zihinsel baskılar yaşadıkları için, ölene dek ‘horoz ölür, gözü
çöpülkte kalır’ durumunda yaşarlar seks konusunda.
Bu konu
Bilge Karasu’nun şu metin parçası nedeniyle aklıma takıldı:
"Aklı
bilmem neresinde olmanın yüceltici yanı yoksa, küçültücü yanı da olmamalı. Bir
olgu bu. Beğenilmek gerekmez. Ama aklı bilmem neresinde olduğu hâlde kendini
yadsıyan, başkasını da böyle olduğundan ötürü kınayan, en azından yalancıdır.
Aklı bilmem neresinde olmayana zaten sözümüz yok. Onların da bize sözü olmaması
daha yerinde bir iş gibime gelir." (Bilge Karasu, "Özel Günlük"
- Öteki Metinler, s. 92. Yayıma Hazırlayan: Füsun Akatlı)
Karasu,
diğer metinlerinde de böyle yapmış olarak, bu konuda açıkseçik ve anlaşılır
ifadeler kullanmamış. Belli bazı şeyleri belli yerlerde ve belli zamanlarda
gözlemiş ve hesapça bunu yorumlamış.
Da
hangisi, kim, ne zaman, nerede?
Aklı
bilmem neresinde olmanın küçültücü yanları, bizde sıkça yaşanmış şeyler olarak
şunlar olabilir:
Sevgi
Soysal’ın yaptığı gibi, ilk kocadan olma çocuğunu ikinci kocaya baktırıp,
üçüncü kocayla onu aldatıp, çocuğu da tımarhaneye yollamak, küçültücü bir
şeydir.
Leyla
Erbil’in yaptığı gibi, 3 erkek yazarı birbirine yumurta gibi tokuşturmak ve
bunu da bir romanda açıkça anlatmak, küçültücü bir şeydir.
Bilinen
10’un üzerinde eşcinsel erkek yazar varken, hiçbirinin bunu açıkça söylememişliği
küçültücü bir şeydir.
Eşcinsel
(veya biseksüel) bir erkek yazardan çocuk yapan ve bunu saklayan bir kadın
yazarın yaptığı küçültücü bir şeydir.
Bunlar
israfsal tutum ve davranışlar.
Karasu’nunki
ise, cimrilik tarafında gibi görünüyor.
(2 Ağustos 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder