Cuma, Ağustos 03, 2018

Seks ve Süperego


Yazar Charles Bukowski’nin bir sözü vardır:
“Sertleşmiş penisin veya ıslanmış vajinanın vicdanı yoktur.”
İngilizce ‘vicdan’ ve ‘bilinç’ sözcükleri aynı etimolojik kökenlidir.
Vicdanı ve bilinci yoksa, süperegosu da yoktur, yani.
Bizim 1960-1980 arasıki Türk yazarları ise, bu konuda püriten ve cimri olmak isteyip, oldukça müsrif davranan türden bir ikilem içinde olagelmişler.
Sabri Ülgener, batan devletlerin insanlarında, siyasette ve ekonomide, ya israfın, ya da cimriliğin aşırı arttığını vurgular ama bizce barışsal ve normal zamanlarda da bu böyledir. İnsanların çoğu iki uçta yer alır yani.
Yani insanlar; düz, monoheteroseksüel ilişkiler kurmayı bir türlü beceremezler. Çünkü, ergenliklerinde ve gençliklerinde doğal yollardan seksi yaşayamayıp, kültürel ve zihinsel baskılar yaşadıkları için, ölene dek ‘horoz ölür, gözü çöpülkte kalır’ durumunda yaşarlar seks konusunda.
Bu konu Bilge Karasu’nun şu metin parçası nedeniyle aklıma takıldı:
"Aklı bilmem neresinde olmanın yüceltici yanı yoksa, küçültücü yanı da olmamalı. Bir olgu bu. Beğenilmek gerekmez. Ama aklı bilmem neresinde olduğu hâlde kendini yadsıyan, başkasını da böyle olduğundan ötürü kınayan, en azından yalancıdır. Aklı bilmem neresinde olmayana zaten sözümüz yok. Onların da bize sözü olmaması daha yerinde bir iş gibime gelir." (Bilge Karasu, "Özel Günlük" - Öteki Metinler, s. 92. Yayıma Hazırlayan: Füsun Akatlı)
Karasu, diğer metinlerinde de böyle yapmış olarak, bu konuda açıkseçik ve anlaşılır ifadeler kullanmamış. Belli bazı şeyleri belli yerlerde ve belli zamanlarda gözlemiş ve hesapça bunu yorumlamış.
Da hangisi, kim, ne zaman, nerede?
Aklı bilmem neresinde olmanın küçültücü yanları, bizde sıkça yaşanmış şeyler olarak şunlar olabilir:
Sevgi Soysal’ın yaptığı gibi, ilk kocadan olma çocuğunu ikinci kocaya baktırıp, üçüncü kocayla onu aldatıp, çocuğu da tımarhaneye yollamak, küçültücü bir şeydir.
Leyla Erbil’in yaptığı gibi, 3 erkek yazarı birbirine yumurta gibi tokuşturmak ve bunu da bir romanda açıkça anlatmak, küçültücü bir şeydir.
Bilinen 10’un üzerinde eşcinsel erkek yazar varken, hiçbirinin bunu açıkça söylememişliği küçültücü bir şeydir.
Eşcinsel (veya biseksüel) bir erkek yazardan çocuk yapan ve bunu saklayan bir kadın yazarın yaptığı küçültücü bir şeydir.
Bunlar israfsal tutum ve davranışlar.
Karasu’nunki ise, cimrilik tarafında gibi görünüyor.
(2 Ağustos 2018)

Hiç yorum yok: