Önnot:
Bu devlet metinleri, devlete karşı olan bir
bireysel özgürlükçü oto-anarşist bakış açısı ile yazıldı.
Daha
önce, var olan 192 devletin 2/3’ünün (168’inin) yanılmış devlet olmasanın akla
2 şeyi öncelikle getirdiğini yazmıştık:
Bir:
Tarihte de hep böyle olmuş olabilir.
İki: Var
olan devletlerin yarıdan çoğu, eski sömürgeden dönme, çakma devlet konumunda.
Yani, bir bakıma uzun bir devlet gelenekleri yok.
Şimdi
buna, üçüncü bir tezi ekliyoruz:
Üç:
Güçlü devlet kavramına girip de, devlet güç endeksinde 192 ülke arasında ilk 10’a veya 20’ye girenlerin de yanılmış devlet
olabileceği durumu.
Özellikle,
halihazırdaki listenin ilk 10’undaki bugünün G-7 ülkelerinin 20. Yüzyıl’da
(bazıları birden çok kez olarak) ekonomik açıdan iflas etmiş olduğu gerçeği
var.
Askeri
açıdan, (1. ve 2. Dünya Savaşı dahil) ABD’nin
gerçek anlamda 20. Yüzyıl’da hiçbir savaşı gerçekten kazanamamış olduğu gerçeği
var.
ABD’nin
ikili sağ partili siyasal sisteminin 20. Yüzyıl’da (özellikle son çeyrekte)
işlememiş olduğu gerçeği var.
Ek
olarak:
Ekonomik
açıdan 20. Yüzyıl başındaki güçlerle sonundaki güçler aynıydı. Yani 100 yıl,
devlet sistemlerinin tümden değişmesi için kısa bir süre gibi: Ki zaten
hegemonluk sistemlerinin siklusu 400 yıl.
1995-2000
ertesinde G-20 nezdinde globalizme entegre edilenlerin bu işi kıvıramamış
olduğu gerçeği var.
ABD’nın
başlamasının 1776-1861/1866 arasında 185-190 yıl sürdüğü, inişinin başlamasının
ise 1945-2001/2015 55-70 yıl sürdüğü gerçeği var.
Ki bu
Osmanlı için, 300 yıl ve 300 yıl idi (1300-1600-1900) ama Osmanlı en uzun süren
5 devletten biriydi. Tarihin büyük sayılar kuramı, onun için daha kolay işler.
AB için
bu, 400-1500-1945/1950 1.100 yıl iniş ve 450 yıl çıkış dönemi idi. Onlar için
de, 400, 800, 1200, 1350 gibi 4 büyük felaket dalgası var. Bu açıdan bu yer ve
zaman, tarihin en büyük belalı dönemlerinden biri olmuş.
Öyleyse
bu durumda:
İlkin
söylenirse, güçlü devletler de yanılmış devletler olabiliyor.
Ölçütün
düzeyini indirirsek, devlet kavramı laçkalaşacak; burada tutarsak da, tarihte
başarılı devlet hiç olmamış olacak.
Bunda
kitlenin de payı var:
Çok
değil 50 yıl içinde global zorunlu eğitim, okumazyazmaz / ümmi bilinçsiz
altkültür tarafından devreden çıkarıldı ve 5 bin yıllık yazı kültürü, tüm
global kitle tarafından inkar edildi ve yoksayıldı. Bu, kitlenin kendini tasfiye
biçimi.
İktidar
seçkinleri ise, gücü iktidar için aşırı kullanarak kendilerini tasfiye
ediyorlar: Yumurtayı çekiçle kırmaya kalkarak yani.
Ara
sınıflar ise hep lümpen olagelmiş. Sınıf atlamak veya ‘ye, iç, çiftleş’ hala
onlara yetiyor.
İlginç
olan şu:
Devletin
baskısından yakınan çok ama devletin yokluğu tarihte çok yaşandığı halde, bunun
yarattığı insansal / kültürsel / zihinsel kaosu kayda geçiren hiç yok.
Devleti
batıranların devletin sürmesinden en karlı çıkanlar olması ise ironi.
Artı:
Bazı
insanlar için yaşam, devlet varken de aynı, yokken de.
(3 Ağustos 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder