Perşembe, Ağustos 30, 2018

Kapitalizmin Geleceği: Wallerstein, Frank, Amin, Arrrighi


Önnot: 1980 Temmuz’da, neo-liberalizm devreye daha yeni sokulduğunda, bunun tarihsel bilincine varmadan, ekonomik determinizmin ABD’yi ve SSCB’yi birbirinden ayırtsız kıldığını yazmışım. Bunu sezgiyle yazmışım, bilgiyle değil. Sonraki metinler, bilgiyle yazıldı. Bu metin de öyle.
Kitap: Genel Bunalımın Dinamikleri, 1984, Belge Yayınları, Yazarlar: Wallerstein, Arrighi, Frank, Amin.
Kitap, 1983 momentli ve 1967-1983 arasındaki global ekonomik krizin, üretimin tüketim yaratamamasının gidişatını sorguluyor.
Yazarların hiçbiri, kapitalizmin getirmekte olduğu neo-liberalizmin sonuçlarını öngerimiyor.
Yazarların hepsi, çözümü sosyalizmmde arıyor: Üstelik, SSCB’nin çökeğini de öngörmüşler. Bu, ekonomik determinist bir yaklaşım.
Ekonomik determinizm, tarihi iktisadi-askeri-siyasi üçlünün bütünü olarak ele alıyor; hem neo-liberaller böyle yaptılar, hem de Dünya Sistemi’ciler.
Oysa, maddi uygarlık yerine, manevi uygarlık var.
Oysa, bilim-sanat-düşün üçlüsü var.
Oysa, hukuk-din-ahlak üçlüsü var.
Oysa, psikoloji – sosyal psikoloji – sosyoloji üçlüsü var.
Oysa, savaş, salgın, kıtlık, göç var.
Oysa, enerji, gıda, su, iklim, göç makro-global krizleri var sırada.
Artı:
Dünya Sistemi’ndeki Avrasya yatay coğrafyasına, deniz coğrafyasını ve dikey coğrafyalı Kolomb-öncesi Amerikalar coğrafyasını hala sistemin bütününe dahil edemediler, 50 yıldır. Bunları yapınca, parametrelerin ağırlık katsayıları epeyi değişiyor.
Dolayısıyla koca kitap, ancak son sayfasındaki çıkış özetiyle anlamlı ve tanımlı kalabiliyor:
Amin, Arrighi ve Wallerstein, kapitalizmin çöküşünün hatalarından dolayı değil, başarılarından dolayı olacağını öngörüyorlar. Bu 3’ü iyimser.
Frank, kötümser ve çözümün ancak sistem karşıtı mücadeleler üzerinden geleceğini düşünüyor.
3 çeyrek bilimkurgucu ve 1 çeyrek gelecekbilimci olarak Asimov, bir zamanlar şöyle demişti.
Ne zamanki farklılıklar çatışsa, hepsi birleşir ve ortadan kalkar. (Bununla sentezi imlemiyor, tanımlarının geçersizleşeceğini imliyor.) Onlarda yaşanan tam da bu.
Kapitalizm, en kısa biçimiyle 1750-2000 arasında tanımlı. Sosyalizm, en uzun biçimiyle 1850-2000 arasında tanımlı. Dolayısıyla, düelloları bitti, hiç kimse kazanamadı.
Bu 4 yazarın hesaba katmadıkları var:
Kendi Dünya Sistemi’lerinin öngörüleri.
Çin üzerinden gelen 1., … , N. Dünya tanımı bütünlüğü.
1980’de de tanımlı olan AB x ABD çatışması.
Kapitalizmin kendi küllerinden doğmasıyla, G-7’nin işin içine 10 ülke daha katıp, tüketici sayısını en azından ikiye katlayabileceğini. Dahası da, hesaba katamadıklarını da, tıpkı sömürgecilerin yaptığı gibi, katledeceklerini.
Burada, 1 kestirim doğru çıkıyor:
Kapitalizm, bu kez kendini G-20 kurulumu ile, yani başarısı ile bitirdi.
Yani kapitalizm, sınırlı-sonlu tanımlı demek.
Ama o da yani, sosyalizm sınırlı-sonlu tanımlı demek.
2., … , N. Dünya tanımlarını işini içine sokulması gerek. Şu an için geçerli tanımlar bunlar.
Alternatifler; Latin Amerika, Afrika, küçük deniz ülkeleri, küçük kara ülkeleri olarak 4 grupta toplanmış durumda. BM’de bir zamanlar 77’ler Grubu vardı, onun gibi.
Yani, hiç olmazsa artık bundan sonra, kapitalizm-sosyalizm ikili tanımının dışına çıkmak gerekli.
Aslında bizim tezimiz şu:
1945’te başlayan 2. Sanayileşme süreciyle zaten bu böyle yapılmıştı. 2015’te 2. Sanayileşme kesinleşmiş ve belirginleşmişti.
Dolayısıyla bu kezki eksodus, o tanımlar üzerinden gelecek:
Uzaycılık, yazılım (insan zihinini bilgisayar programı kılma) ve/ya donanım ölümsüzlükçülük (insan klonlama ve kafa nakli), GDO’culuk, nanoteknolojicilik, bilgisayarcılık, siberuzaycılık / internetçilik, yapay-zeka’cılık, siborgculuk, robotçuluk / androidcilik, Homo Posterus’çuluk…
Kapitalizm veya komünizm tartışmaları üzerinden değil bu kez yani…
(29 Ağustos 2018)

Hiç yorum yok: