Cumartesi, Mart 26, 2016

Bir Türk Siyasetçi Uluslararası Mahkemelerde Nasıl Yargılanabilir?

Askeri açıdan bu, ancak ve ancak BM Güvenlik Konseyi onayıyla / kararıyla mümkün.
Bir Afrikalı veya bir Balkanlı için o karar çıktı da, bir AKP’li için zor çıkar gibi.
Bunun, Demirtaş’ın Davutoğlu’nun UCM’nde yargılatacağını önesürmesi nedeniyle yazdık.
Zarrab üzerinden mali suçlar için ise, interpol arama emri çıkar ama herhangi bir TC vatandaşı, TC sınırları içinde istenmedikçe bulunmaz. Kredi kartı borcundan dolayı hapis cezası bulunan 600 bin vatandaşımız öyle örneğin. Eh, koskoca başbakan da daha kola saklanır herhalde.
Ancak, uyuşturucu operasyonlarının bazılarından gördük ki interpol TC sınırları içinde, TC kolluk kuvvetlerinden habersiz operasyon yapmıştır.
Bu olabilir.
Bu noktadan sonra, Malezya seçeneği, Öcalan’ın kıstırılma olayına dönüşebilir. Bu da olabilir.
Ancak basit bir gerçek var:
1993 ertesinde, 18 bin kayıp ve 18 bin faili meçhul için, Ağar hakkında herhangi bir dava, herhangi bir uluslararası platformda açılsaydı, o dava çoktan sonuçlanmış ve dayanak oluşturmuş olurdu.
HDP çizgisi ise, bırakın bunu yapmayı, kendi milletvekillerinin TBMM’den 1993’te salla sırt götürülmesine bile sesini çıkarmadı. Bu da imlensin burada.
Devamında ise:
Hep söyledik, bir kez daha yineliyoruz:
TC, AİHM’nde epeyi dava kaybetti ama o da, 1993 gibi UCM’nde dava açsaydı, iyi hazırlanmak koşuluyla, 10 davadan belki 3’ünü kazanırdı. Bu da, dayanak oluştururdu.
Yani:
Her 2 taraf da savaş ve insanlık suçu işledi.
Ayrıca:
G-7 ikiyüzlü bu konuda:
Daha ilk kez tecavüz bir savaş suçu sayıldı. 170 yıllık anlaşmalardan sonra, ilk kez.
Evrensel İnsan Hakları’nın Fransa tarafından askıya alınacağını açıklanması da, hiçbir tepki almadı henüz.

(25 Mart 2016)

Hiç yorum yok: