Pazartesi, Mart 28, 2016

Fotoğrafı Altyazılamak

Bu Ara Güler’in tezidir:
“Fotoğraf kendisini yazısız anlatır ve anlatmalıdır da.”
Tabii ki Güler’in epeyi tezi gibi, bu da geçersizdir.
Güler, 2 milyondan çok kare çektiğini kendisi dilegetirmiştir. Bunların bir bölümü portredir. Güler 60 yıldır fotoğraf çekmektedir. Kendisi acaba, kendisinin çekmiş olduğu herhangi bir portredeki kişinin kim olduğunu hemen söyleyebilir mi?
Bizcesi hayır.
Zaten Güler, diğer birçok hatasının yanında, ek bir hata olarak, kendi fotoğraflarını doğru dürüst arşivlemediğini de kendi ağzıyla dilgetirmiştir zamanında.
Konuya dveam edelim.
İnsanlar kendi fotoğraflarını kendileri arşivlerler veya altyazılarlar mı?
Hayır.
Sıradan insan fotoğrafları koleksiyoneri olarak, fotoğrafların % 95’inin hiçbir yazısal açıklama içermediğini rahatça belirtebilirim.
Eskiden fotoğraf pahalı bir nesne olduğu için, insanlar sevdiklerini fotoğraf hediye ederlerdi. Akraba akrabaya, arkadaş arkadaşa. Dolayısıyla Türkiye’de, aslında şu ya bu biçimde tarihe geçmiş birçok kişinin çocukluk ve gençlik fotoğrafı, açıklamasız olarak, kitapçı raflarında dolanıp duruyor.
İlginçtir ama bunun avını yapan koleksiyoner yok.
Yine dolayısıyla, hiç olmazsa 1950 sonrasındaki fotoğraflar, eğer aileler tarafından altyazılansaydı, bugün birçok ünlünün görsel arşivi elimizde olurdu.
Bu bir zorunluluk yani. Bunun yapmama lüksümüz yok yani.

(27 Mart 2016)

Hiç yorum yok: