Cuma, Mart 18, 2016

Yeni Bir Alaturka Kültür Momenti

Devletsizlik denetimsizliğindeki artan talan eğilimi, inkar kültü ve sınıf atlama eğilimi birleşince, ortaya neo-alaturka bir harp zengini olma eğilimi vektörü çıktı gibi.
Henüz, konturları belirginleşmiş ve formu kesinlik derecesinde oluşmuş denemez pek.
Limitine yavaş yavaş varmakta olan bir tür Brown hareketi / titreşimi gibi. Aynı yöndeki titreşim vektörcükleri toplanıyor gibi.
Bu, felaket koşullarında daha önceki davranış örüntülerinde belirtilmeyen, kitlenin talan eğilimini de imliyor. Talancıların oranı önemli değil, hasarı belli ama. Ancak, üst düzey felaket talancıları, gerçekten istisna oranda gibi.
Bunun için açıklama anekdot notlar:
150 bin kişilik İzmit-Gölcük merkezinde, 1999 depreminde, askerce yasaklandığı halde, talan yaparken yakalanıp kurşuna dizilip öldürülen insan sayısı 150 imiş (birinci elden ve içeriden bilgi). 150 bin kişiyi, büyükkent için 1,5 milyon da sayabiliriz belki ve o zaman oran onda bire daha iner.
Bunlar, halkın moralini bozucu ama felaket fiziksel koşullarını daha kötüleştirici olmayan ikilikte.
İnsanlar, boşa yönelik şiddet ve intikam hissi kazandıkları için, onlar öldürülüyorlar. Kitlenin felaket ertesiki direncini yok ediyorlar çünkü.
Bir de şu var:
Yıkık binaların demirini almak bir şey değil, bunun için Samsun’dan İzmit’e gitmek berbat (bu da tv haberiydi).
Bir de şu var:
1964 gibi, Dünya’da deprem koşullarında en yüksek dayanışma gösteren kültür çıkmıştık. 1999’da ise dip vurmuştuk. Bu ikisi arasındaki farkın tümünü, neo-liberalizme bağlamak zor. Kitlenin teşneliği sözkonusu, sürü psikolojisi sözkonusu, genel yardımcıysa yardımca, genel talancıysa talancı olmak gibilik sözkonusu. Ki bu da, davranış viral-yayılımı demek.
Nokta. Es.

Bu alanı, daha çok çok gözlemem ve notlamam gerek. Bu metin, yalnızca bir ipucu oldu.

Hiç yorum yok: