Çok
tuhaf, hiç böyle bakmamıştım:
Harris,
10 kitaplık malzeme yazdıysa, ilki terör, sonraki hepsi seri cinayet
üzerinedir.
Sjöwall-Wahlöö
ikilisi ise, 10 kitaplık bir polisiye dizisi yazmıştır. Bunun 9’u cinayet,
sonuncusu terör ile ilgilidir.
Bu, bir
bakışımdır: Estetiko-politik bir simetri.
İlki
1975-2015 arası, ikincisi 1965-1975 arası eser vermiştir. Ki bu da, ters-bakışımlıdır.
Şerh:
Martin
Beck’te aslında seri katil öyküsü / cildi yoktur. Bir ciltte, sahte seri katil
öyküsü vardır, seri cinayet görüntüsünde asıl hedef olan bir polis öldürülür, 8
kişi daha nedensiz öldürülür ki bu nedensiz-cinayet için sapa bir örnektir
ayrıca. Bir ciltte de, bir eski polis, bir eski polisi öldürerek, seri katil
olmaya başlar, arada polis dolu bir helikopteri alaşağı eder ki bu da, hem
toptan cinayet, hem de terörizm olur,
arada Beck’i de vurur, Beck’in 10’luk dizi sonunda ölmemesi okurun
isteğiyledir, aslında yazarlardan biri kanserden ölüme mahkumdur (Wahlöö).
Terör cildi de, başbakan terör nedeniyle ölmez, hiç kimse de ölmez, çünkü 6
kişilik Beck ekibinin tamamı, bombanın yerini önceden tahmin eder, bomba
bertaraf edilir, sonra hafif üşütük bir kadın onu vurur, başbakan terör
olayından sağ kurtulduktan sonra.
Not:
Brüksel
Mart 2016 terör olayında, Türkiye’nin bilgi verdiği İstanbul’daki Belçikalı polis ise, gereken
bilgiyi zamanında Belçika’ya iletmemiş: Komik bile değil, zavallıca.
Ancak bu
durum, o kadının o başbakanı vurmasının sanattaki izdüşümü olmakta, estetiko-politik
olarak.
(28 Mart 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder